kpss2 tarih coğrafya vatandaşlık bilgisi notları

kpss2 tarih coğrafya vatandaşlık bilgisi notları

Yasama 4



Yasama 4

*TBMM nin bilgi edinme ve denetim yolları: soru, meclis araştırması, genel görüşme, gen soru, ve meclis soruşturmasıdır.
genel görüşme : toplumu ve devlet faaliyetlerini ilgilendiren bir konunun TBMM de görüşülmesidir.
gen soru : hükümetin siyasal sorumluluğuna yol açar. Gen soru önergesi, bir siyasi parti grubu adına veya en az 20 millet vekilince verilir.
* meclis soruşturması isteği, 1/10 millet vekilinin vereceği önerge ile olur.

YASAMA 3

YASAMA 3
• İşçiler, görevlerinden çekilmeden millet vekili adayı olabilirler.
• Yüksek öğretim elemanları, görevlerinden çekilmeden millet vekili adayı olamazlar.
• Seçim dönemi dolmadan cumhurbaşkanı seçimlerin yenilenmesine karar veremez.
• Yenilenmesine karar verilen meclisin yetkileri yeni meclis seçilmesine kadar sürer.
• Savaş sebebi ile yeni seçimlerin yapılmasına imkan görülmese TBMM seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilir.
• TBMM üyeliklerinde boşalma olması halinde ara seçime gidilir. Ara seçim, her seçim döneminde 1 defa yapılır. Ve genel seçimden 30 ay geçmedikçe ara seçime gidilemez.
• Anayasadaki başlanğıç hükümleri, ana yasa metninden sayılır. Yargı yetkisi ‘’Türk milleti’’ adına kullanılır.
• Anayasada 2004 yılında yapılan değişikliler, kadın-erkek eşitliği hüküm altına alınmıştır.
• Anayasada 2001 yılında yapılan değişiklikler temel hak ve hürriyetlere ilişkindir.
• Anayasaya göre yakalanan veya tutuklanan kişi, 48 saat içinde mahkemeye çıkarılır, mahkeme 24 saat içinde karar verilir.
• Yerleşme hürriyeti ancak suç işlenmesinin önlemek, sosyal ve ekonomik gelişmeye sağlamak, sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek, kamu mallarını korumak amacıyla sınırlandırıla bilir.
• Süreli veya süresiz yayın önceden izin alma ve mali teminat yatırma şartlarına bağlanamaz.
• 18 yaşında ve fiil ehliyetine sahip her vatandaş, derneklere üye olabilir.
• 2001 anayasa değişikliği ile herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak sureti ile yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip kılınmıştır.
• 2001 anayasa değişikliği ile kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez.
• 2001 anayasa değişikliği ile ölüm cezası ve genel müsadere cezası verilemez.
• 2004 anayasa değişikliği ile uluslar arası ceza divanına taraf olmanın gerektiği hükümlülükler hariç olmak üzere vatandaş, suç sebebi ile yabancı bir ülkeye verilemez. Sendika kurmak haktır, grev bir haktır, lokavt bir hak degildir. Toplu iş sözleşmesi yapma bir haktır.
• 2001 anayasa değişikliği ile asgari ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumuda göz önünde bulundurulur.
• Sosyal güvenlik bir haktır.
• 1987 anayasa değişikliği ile 18 yaşını dolduran her türk vatandaşı seçme ve halk oylamasına katılma hakkına sahiptir.
• Seçim kanunlarından yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 1 yıl içinde yapılacak seçimlere uygulanmaz.
• Parti üyesi olabilmek için 18 yaşını doldurmak gerekmektedir.
• Siyasi partiler önceden izin almaksızın kurulurlar.
• Kamu işçileri siyasi partilere üye olabilirler.
• Yüksek öğretim elemanlarının siyasi partilere üye olmaları ancak kanunla düzenlenir.
• Yüksek öğretim öğrencileri siyasi partilere üye olabilirler.
• Siyasi partilerin kapatılma davasını Yargıtay cumhuriyet baş savcısı açar.
• 2001 anayasa değişikliği ile parti kapatma zorlaştırılmıştır.
• 5 yıl yasağı, bir siyasi partinin kapatılmasına sebep olanların siyaset yapamayacakları süreyi gösterir.
• 5 yıl yasağı, anayasa mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararının resmi gazetede gerekçeli olarak yayımlanmasından başlar.
• TBMM üyeleri seçildiği bölgeyi veya kendini değil bütün milleti temsil eder.
• Yasama dokunulmazlığı millet vekilini gereksiz soruşturma ve kavuşturmalardan korur.
• Yasama dokunulmazlığının istisnası suçüstü hali, ağır cezalık hal ve anayasanın 14. maddesi durumundadır.
• İstifa eden milletvekilinin düşmesi, genel kurulun vereceği karara gönderir.
• Kesin hüküm giyme veya kısıtlama halinde milletvekilliğinin düşmesi, mahkeme kararının genel kurulda okunmasına bağlıdır.
• Anayasa mahkemesi bu itirazı 15 gün içinde kesin karara bağlar.
• Milletler arası antlaşmalarının onaylanmasını uygun bulmak TBMM nin yetkisindedir.
• TBMM de kabul edilen kanunlar, 15 gün içinde cumhurbaşkanı tarafından yayımlanır.
• Bütçe kanunları cumhurbaşkanınca TBMM ne iade edilemez.
• Kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verme TBMM nindir.
• Bakanlar kurulunun istifası, düşürülmesi veya yasama döneminin bitmesi, belli bir süre için verilmiş olan yetkinin sona ermesine sebep olmaz.
• Sıkıyönetim ve olağan üstü hallerde, başbakanlar kurulu cumhurbaşkanının başkanlığında toplanır.
• Olağan hallerde bakanlar kurulu, başbakanın bakanlığında toplanır.
• Kanun hükmünde kararnameler, resmi gazetelerde yayımlandığı gün yürürlüğe girer.
• Yayımlandıkları gün TBMM sunulmayan KHK lar bu tarihte yürürlükten kalkar.
• Savaş ilanına TBMM yetkilidir.
• Yabancı silahlı kuvvetlerin türkiyede bulunmasına TBMM yetkilidir.
• Ülkenin ani silahlı saldırıya uğraması halinde cumhurbaşkanı da türk silahlı kuvvetlerinin kullanılmasına karar verebilir.
• TBMM her yıl ekim ayının ilk günü kendiliğinden toplanır.
• Meclis bir yasama döneminde en çok 3 ay tatil yapar.
• Araverme döneminde veya tatil sırasında cumhurbaşkanı doğrudan doğruya veya bakanlar kurulunun istemi üzerine TBMM başkanı da doğrudan doğruya veya 1/5 nin talebi üzerine TBMM toplantıya çağrılır.
• TBMM başkanlık divanı, meclis başkanı, başkan vekilleri, katip üyeler ve idare amirlerinden oluşur.
• Siyasi parti grupları, meclis başkanlığı için aday gösteremez.
• TBMM üye tam sayısının 1/3 ile toplanır. TBMM toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar verir; ancak karar yeter sayısı hiçbir şekilde üye tam sayısının ¼ 1 fazlasından az olamaz.

YASAMA 2

YASAMA 2
• TBMM af kanunu çıkarması için gereken oy nisabına ne denir? (nitelikli çoğunluk 3/5 denir)
• Kanun tasarıları kim tarafından getirilir? (bakanlar kurulu ‘’hükümet’’)
• Kanun teklifleri kimler tarafından getirilir? (millet vekilleri tarafından getirilir)
• Kanun tasarı ve teklifinin görüşülme usul ve esasları neye göre belirlenir? (TBMM nin iç tüzüğüne göre belirlenir)
• TBMM kabul edilen kanunlar kim tarafından onaylanır? (cumhurbaşkanı tarafından onaylanır)
• Cumhurbaşkanı bir kanunu kaç gün içerisinde yayımlar? (15 gün içerisinde yayımlar)
• Cumhurbaşkanı yayımlanması uygun bulunmadığı kanunları kaç gün içerisinde TBMM ne gönderir (15 gün içerisinde gönderir)
• Cumhurbaşkanı bütçe kanununu uygun bulmadığı gerekçesiyle TBMM ne geri gönderilir mi? (hayır. gönderilemez)
• TBMM aynen kabul edilen bir kanunu, cumhur başkanı tekrar geri gönderebilir mi? (hayır)
• TBMM geri gönderilen kanunda yeni bir değişiklik yaparsa cumhurbaşkanı bu değiştirilen, kanunu, geri gönderebilir mi? (evet gönderebilir)
• Ekonomik, ticari ve özel kişilerin haklarını ilgilendiren antlaşmalar, yayımlanmadan yürürlüğe konulur mu? (hayır konulamaz)
• Türk kanununa değişiklik getiren antlaşmalar nasıl yürürlüğe konur? (TBMM nin onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlıdır)
• Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar ne hükmündedir? (kanun hükmündedir)
• Milletler arası antlaşma ile kanun çatışırsa hangisi esas alınır? (milletlerarası antlaşma esas alır)
• Bakanlar kuruluna kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisini kim verir? (TBMM verir)
• Kanun hükmünde kararname ile anayasadaki hak ve ödevler istisnasız hangi zamanlarda düzenlene bilir? (sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde düzenlenebilir)
• Kanun hükmünde kararnamenin sebebi hangi kanundur? (yetki kanunudur)
• Yetki kanunu ne demektir? (çıkarılacak kanun hükmünde kararnamenin amacını, kapsamını, ilkelerini, kullanma süresini ve süre içinde birden fazla kararname çıkarılıp çıkarılmayacağını gösterir)
• Olağan kanun hükmünde kararnameyi kim çıkarır? (başbakan başkanlığındaki bakanlar kurulu çıkarır)
• Olağanüstü kanun hükmünde kararnameyi kim çıkarır? (cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan bakanlar kurulu çıkarır)
• Kanun hükmündeki kararname ne zaman yürürlüğe girer? (resmi gazetede yayımlandığı gün)
• TBMM de reddedilen kararnameler ne zaman yürürlükten kalkar? (resmi gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar)
• Türk silahlı kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesine kim yetkilidir? (TBMM yetkilidir)
• Yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiyede bulunmasına izin verme yetkisi kimindir? (TBMM yetkilidir)
• TBMM tatilde iken ülkenin ani bir silahlı saldırıya uğraması halinde silahlı kuvvet kullanılmasına kim karar verir? (cumhurbaşkanı)
• TBMM kendiliğinden ne zaman toplanır? (her yıl ekim ayının ilk günü toplanır)
• Meclis bir yasama yılında en çok ne kadar tatil yapabilir? (3 ay tatil yapabilir)
• TBMM başkanını kim seçer? (meclis üyeleri seçer)
• TBMM çalışmalarını hangi hükümlere göre yürütür? (kendi yaptığı iç tüzük hükümlerine göre yürütür)
• TBMM sayısını toplam yeter sayısı kaçtır? (üye tam sayısının üçte biri 1/3=184 tür)
• TBMM karar yeter sayısı kaçtır? (toplantıya katılan salt çoğunluğu ile 1/3:2=92 karar verir.
• TBMM bir oylamada bir bakan kendi oyu ile birlikte en fazla kaç oy kullana bilir? (kendi oyu ile birlikte 2 tane kullanabilir)
• Gensoru önergesi nasıl verilir? (bir siyasi parti gurubu adına veya 20 millet vekilinin imzası ile verilir)
• Gensoru önergesi nasıl oylanır? (üyelerin veya grupların verecekleri gerekçeyle güvensizlik önergeleri veya bakanlar kurulunun güven isteği, bir tam gün geçtikten sonra oylanır.
• Gensoru ile bakanlar kurulunun veya bir bakanın düşürülebilmesi için ne kadar oy gerekmektedir? (276 oy)
• Meclis soruşturması kim için yapılır? (başbakan ve bakanlar için yapılır)
• Meclis soruşturması sonucu suçlu olduğu düşünülen başbakan veya bakanlar nereye sevk edilir? (yüce divan sıfatı ile anayasa mahkemesine yargılanması için sevk edilir)
BİLGİ NOTLARI
YASAMA
 2005 yılında 1982 anayasasında yapılan değişikliklerle Rtük üyelerini TBMM nin seçmesi, bütçenin merkezi yönetim bütçesi olarak adlandırılması hükme bağlanmıştır.
 Cumhurbaşkanın siyasi ve hukuki sorumluluğu yoktur. Sadece vatana ihanetten dolayı suçlandırılabilir.
 Cumhurbaşkanının tekbaşına yapacağı işlemler için yargıya başvurulamaz.
 Cumhurbaşkanının, bakanlar kurulu ile birlikte yaptığı işlemlerden dolayı başbakan ve ilgili bakanın sorumlu olmasına karşı imza kuralı denir.
 Yürütme organı cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulundan oluşur.
 TBMM dışından başbakan atanamaz, TBMM dışından başbakan atanabilir.
 TBMM içinden veya dışından cumhurbaşkanı seçilebilir.
 Para basılmasına ancak TBMM karar verebilir. Savaş hali ilanına ve silahlı kuvvetler kullanılmasına ancak TBMM karar verebilir.
 Yabancı silahlı kuvvetlerin, ülkeye konuşlanmasına ancak TBMM karar verebilir.
 TBMM ki ihtisas komisyonları şu an itibariyle 17dir.
 Kanun teklif etmeye, bakanlar kurulu ile milletvekilleri yetkilidir.
 Kanunların uygulamasını göstermek ve emrettiği işleri belirlemek amacıyla tüzük çikarılır.
 Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere yönetmelik çıkarırlar.
 30 yaşını dolduran her türk vatandaşı milletvekili seçilebilir.
 Askerliğini yapmayan millet vekili seçilemez.

YASAMA1

YASAMA

• Türkiye büyük millet meclisi kaç üyeden oluşur ? ( 550 )
• Millet vekili seçilme yaşı kaçtır ? ( 30 )
• Anayasada 2002 yılında yapılan değişiklikle millet vekili seçilme engeli hangi suç seçilme engeli olmaktan çıkarılmıştır ? (ideolojik eylemlerden hüküm giymek)
• Hangi kamu görevlileri istifa etmeden, millet vekili adayı olabilir? (işçiler istifa etmeden MV adayı olabilir)
• Hangi kamu görevlileri, istifa etmeden millet vekili adayı olamaz ? (hakim ve savcılar, silahlı kuvvetler mensupları vs.)
• TBMM seçimleri kaç yılda bir yapılmaktadır? (5 yılda bir yapılır.)
• Meclisin yenilenmesi karar verilirse yetkileri ne zaman son bulur? (yeni meclisin seçilmesine kadar)
• Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkan görülmezse, seçimler ne zamana kadar geriye bırakılır? (1 yıla kadar)
• Seçimleri geri bırakma sebebi ortadan kalkmamışsa yeniden erteleme yapılabilirmi? (erteleme kararındaki usule göre işlem tekrarlanabilir)
• TBMM üyeliklerinde boşalma olması halinde ara seçim nasıl yapılır? (ara seçim her seçim döneminde 1 defa yapılır. Genel seçimden 30 ay geçmedikçe ara seçime gidilemez)
• Boşalan üyeliklerin sayısı, meclis üye sayısının yüzde kaçını bulduğu taktirde 3 ay içinde ara seçime gidilir? (üye tam sayının %5 geçince ara seçime gidilir)
• Genel seçimlere 1 yıl kala ara seçim yapılabilir mi? (yapılamaz)
• Bir ilin veya seçim çevresinin, TBMM üyesinin kalmaması halinde seçim nasıl yapılır? (boşalmayı takip eden 90 günden sonraki ilk Pazar günü ara seçim yapılır)
• Genel seçimler, hangi organın gözetim ve denetimi altında yapılır? (yargı organının denetimi altında yapılır)
• Genel seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimlerle ilgili tüm işlemleri yapmaya ve yaptırmaya hangi makam yetkilidir? (yüksek seçim kurulu yetkilidir)
• Yüksek seçim kurulunun kararları aleyhine başka bir merciye başvurulabilir mi? (hayır)
• Yüksek seçim kurulu görev ve yetkilerini neye göre yapar? (kanuna göre yapar)
• Yüksek seçim kurulu kaç üyeden oluşur (7 asil ve 4 yedek üyeden)
• Yüksek seçim kurulu üyeleri nereden seçilir? (6 tanesi Yargıtay 5 tanesi Danıştay tarafından, genel kurullarınca kendi üyeleri arasında seçilir)
• Yüksek seçim kurulu üyeleri Yargıtay ve Danıştayca nasıl seçilir? (üye tam sayılarının salt çoğunluğunun gizli oyuyla)
• Anayasa değişikliklerine ilişkin halkoyuna sunulma işleminde yetkili organ hangisidir? (yüksek seçim kuruludur)
• Türkiye büyük milleti seçildikleri ili veya kendilerini seçenleri mi temsil eder? (hayır, bütün milleti temsil eder)
• Yasama dokunulmazlığı nedir ?
 Milletvekilini gereksiz soruşturma ve kovuşturmalardan korumayı amaçlayan ve millet vekilliği süresince devam eden anayasal dokunulmazlığıdır.
• Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği öne sürülen bir milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılabilir? (hayır yapılamaz. Meclis kararı olmadıkça millet vekili tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz)
• Ağır cezalık bir suç veya suçüstü hallerinde millet vekili yargılana bilir mi? (evet yargılanabilir)
• Anayasanın 14. maddesinde geçen, temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamaması ilkesinin ihlali sebebiyle bir milletvekili hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılabilir mi? (evet)
• TBMM üyesi hakkında, seçimden önce veya sonra verilmiş bir ceza hükmünün infazı ne zaman yerine getirilir? (üyelik sıfatının sona ermesinden sonra yerine getirilir)
• TBMM üyesinin işlemiş olduğu bir suç sebebiyle verilen ceza zaman aşımına uğrar mı? (hayır)
• Tekrar seçilen milletvekili hakkında soruşturma ve kavuşturma nasıl yapılır? (meclisin yeniden dokunulmazlığı kaldırılmasına bağlı olarak yapılır)
• TBMM deki siyasi parti guruplarınca yasama dokunulmazlığı hakkında görüşme yapılır karar alınabilir mi (hayır)
• Kesin hüküm giyme veya kısıtlanma halinde milletvekilinin düşmesi nasıl karara bağlanır? (bu husustaki kesin mahkeme kararının genel kurula bildirilmesiyle karara bağlanır)
• Milletvekili ile bağdaşmayan bir görev veya hizmeti sürdürmekte ısrar eden milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesi nasıl karara bağlanır? (yetkili komisyonun bu durumu tespit eden raporu üzerine genel kurulca gizli oyla karara bağlanır)
• Meclis çalışmalarına izinsiz ve özürsüz olarak katılmayan milletvekiline hangi yaptırım uygulanır? (bir ay içerisinde toplam 5 birleşim günü meclis çalışmalarına katılmayan millet vekilinin düşmesine, durumun meclis başkanlık divanınca tespit edilmesi üzerine, genel kurulca üye tam sayısının salt çoğunluğu ile karar verilir)
• Partinin temelli kapatılmasına beyan ve eylemleriyle sebep olan milletvekilinin millet vekilliği ne zaman düşer? (bu kararın resmi gazetede gerekçeli olarak yayımlandığı tarihte sona erer)
• Yasama dokunulmazlığı kaldırılan millet vekili kaç gün içerisinde, nereye itirazda bulunabilir? (7 gün içerisinde, anayasa mahkemesinde itirazda bulunabilir)
• Milletvekilliği, TBMM since düşürülen bir millet vekilinin yapmış olduğu itirazı, anayasa mahkemesi kaç gün içerisinde bağlaya bilir? (15 gün içerisinde karara bağlar)
• TBMM nin görev ve yetkileri nelerdir?
 Kanun koymak, değiştirmek, kaldırmak, bakanlar kurulunu ve bakanları denetlemek,
 Bakanlar kuruluna kuruluna belli konularda kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisini vermek
 Bütçe ve kesin hesap kanun tasarılarını görüşmek ve kabul etmek
 Para basılmasına ve savaş ilanına karar vermek, milletler arası antlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak,
 TBMM üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af ilanına karar vermek,

VATANDAŞLIK SORU CEVAP - 1

VATANDAŞLIK SORU CEVAP - 1

• Türkiye büyük millet meclisi kaç üyeden oluşur ? ( 550 ) * Millet vekili seçilme yaşı kaçtır ? ( 30 )
• Anayasada 2002 yılında yapılan değişiklikle millet vekili seçilme engeli hangi suç seçilme engeli olmaktan çıkarılmıştır ? (ideolojik eylemlerden hüküm giymek)
• Hangi kamu görevlileri istifa etmeden, millet vekili adayı olabilir? (işçiler istifa etmeden MV adayı olabilir)
• Hangi kamu görevlileri, istifa etmeden millet vekili adayı olamaz ? (hakim ve savcılar, silahlı kuvvetler mensupları vs.)
• TBMM seçimleri kaç yılda bir yapılmaktadır? (5 yılda bir yapılır.)
• Meclisin yenilenmesi karar verilirse yetkileri ne zaman son bulur? (yeni meclisin seçilmesine kadar)
• Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkan görülmezse, seçimler ne zamana kadar geriye bırakılır? (1 yıla kadar)
• Seçimleri geri bırakma sebebi ortadan kalkmamışsa yeniden erteleme yapılabilir mi? (erteleme kararındaki usule göre işlem tekrarlanabilir) * Genel seçimlere 1 yıl kala ara seçim yapılabilir mi? (yapılamaz)
• TBMM üyeliklerinde boşalma olması halinde ara seçim nasıl yapılır? (ara seçim her seçim döneminde 1 defa yapılır. Genel seçimden 30 ay geçmedikçe ara seçime gidilemez)
• Boşalan üyeliklerin sayısı, meclis üye sayısının yüzde kaçını bulduğu taktirde 3 ay içinde ara seçime gidilir? (üye tam sayının %5 geçince ara seçime gidilir)
• Bir ilin veya seçim çevresinin, TBMM üyesinin kalmaması halinde seçim nasıl yapılır? (boşalmayı takip eden 90 günden sonraki ilk Pazar günü ara seçim yapılır)
• Genel seçimler, hangi organın gözetim ve denetimi altında yapılır? (yargı organının denetimi altında yapılır)
• Genel seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimlerle ilgili tüm işlemleri yapmaya ve yaptırmaya hangi makam yetkilidir? (yüksek seçim kurulu yetkilidir) * Yüksek seçim kurulu kaç üyeden oluşur (7 asil ve 4 yedek üyeden)
• Yüksek seçim kurulunun kararları aleyhine başka bir merciye başvurulabilir mi? (hayır)
• Yüksek seçim kurulu görev ve yetkilerini neye göre yapar? (kanuna göre yapar)
• Yüksek seçim kurulu üyeleri Yargıtay ve Danıştayca nasıl seçilir? (üye tam sayılarının salt çoğunluğunun gizli oyuyla)
• Anayasa değişikliklerine ilişkin halkoyuna sunulma işleminde yetkili organ hangisidir? (yüksek seçim kuruludur)
• Türkiye büyük milleti seçildikleri ili veya kendilerini seçenleri mi temsil eder? (hayır, bütün milleti temsil eder)
• Yasama dokunulmazlığı nedir ?Milletvekilini gereksiz soruşturma ve kovuşturmalardan korumayı amaçlayan ve millet vekilliği süresince devam eden anayasal dokunulmazlığıdır.
• Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği öne sürülen bir milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılabilir? (hayır yapılamaz. Meclis kararı olmadıkça millet vekili tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz)
• Ağır cezalık bir suç veya suçüstü hallerinde millet vekili yargılana bilir mi? (evet yargılanabilir)
• Anayasanın 14. maddesinde geçen, temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamaması ilkesinin ihlali sebebiyle bir milletvekili hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılabilir mi? (evet)
• TBMM üyesinin işlemiş olduğu bir suç sebebiyle verilen ceza zaman aşımına uğrar mı? (hayır)
• Kesin hüküm giyme veya kısıtlanma halinde milletvekilinin düşmesi nasıl karara bağlanır? (bu husustaki kesin mahkeme kararının genel kurula bildirilmesiyle karara bağlanır)
• Milletvekili ile bağdaşmayan bir görev veya hizmeti sürdürmekte ısrar eden milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesi nasıl karara bağlanır? (yetkili komisyonun bu durumu tespit eden raporu üzerine genel kurulca gizli oyla karara bağlanır)
• Meclis çalışmalarına izinsiz ve özürsüz olarak katılmayan milletvekiline hangi yaptırım uygulanır? (bir ay içerisinde toplam 5 birleşim günü meclis çalışmalarına katılmayan milletvekilinin düşmesine, durumun meclis başkanlık divanınca tespit edilmesi üzerine, genel kurulca üye tam sayısının salt çoğunluğu ile karar verilir)
• Partinin temelli kapatılmasına beyan ve eylemleriyle sebep olan milletvekilinin milletvekilliği ne zaman düşer? (bu kararın resmi gazetede gerekçeli olarak yayımlandığı tarihte sona erer)
• Yasama dokunulmazlığı kaldırılan milletvekili kaç gün içerisinde, nereye itirazda bulunabilir? (7 gün içerisinde, anayasa mahkemesinde itirazda bulunabilir)
• Milletvekilliği, TBMM since düşürülen bir milletvekilinin yapmış olduğu itirazı, anayasa mahkemesi kaç gün içerisinde bağlaya bilir? (15 gün içerisinde karara bağlar)
*TBMM nin bilgi edinme ve denetim yolları: soru, meclis araştırması, genel görüşme, gen soru, ve meclis soruşturmasıdır.
genel görüşme : toplumu ve devlet faaliyetlerini ilgilendiren bir konunun TBMM de görüşülmesidir.
gen soru : hükümetin siyasal sorumluluğuna yol açar. Gen soru önergesi, bir siyasi parti grubu adına veya en az 20 millet vekilince verilir.
* meclis soruşturması isteği, 1/10 millet vekilinin vereceği önerge ile olur.
• TBMM af kanunu çıkarması için gereken oy nisabına ne denir? (nitelikli çoğunluk 3/5 denir)
• Kanun tasarıları kim tarafından getirilir? (bakanlar kurulu ‘’hükümet’’)
• Kanun teklifleri kimler tarafından getirilir? (milletvekilleri tarafından getirilir)
• Kanun tasarı ve teklifinin görüşülme usul ve esasları neye göre belirlenir? (TBMM nin iç tüzüğüne göre belirlenir)
• TBMM kabul edilen kanunlar kim tarafından onaylanır? (cumhurbaşkanı tarafından onaylanır)
• Cumhurbaşkanı bir kanunu kaç gün içerisinde yayımlar? (15 gün içerisinde yayımlar)
• Cumhurbaşkanı yayımlanması uygun bulunmadığı kanunları kaç gün içerisinde TBMM ne gönderir (15 gün içerisinde gönderir)
• Cumhurbaşkanı bütçe kanununu uygun bulmadığı gerekçesiyle TBMM ne geri gönderilir mi? (hayır. Gönderilemez)
• TBMM aynen kabul edilen bir kanunu, cumhurbaşkanı tekrar geri gönderebilir mi? (hayır)
• TBMM geri gönderilen kanunda yeni değişiklik yaparsa cumhurbaşkanı değiştirilen, kanunu, geri gönderebilir mi?evet gönderebilir
• Ekonomik, ticari ve özel kişilerin haklarını ilgilendiren antlaşmalar, yayımlanmadan yürürlüğe konulur mu? (hayır konulamaz)
• Türk kanununa değişiklik getiren antlaşmalar nasıl yürürlüğe konur? (TBMM nin onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlıdır)
• Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar ne hükmündedir? (kanun hükmündedir)
• Milletler arası antlaşma ile kanun çatışırsa hangisi esas alınır? (milletlerarası antlaşma esas alır)
• Bakanlar kuruluna kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisini kim verir? (TBMM verir)
VATANDAŞLIK SORU CEVAP - 2

• Kanun hükmünde kararname ile anayasadaki hak ve ödevler istisnasız hangi zamanlarda düzenlene bilir? (sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde düzenlenebilir)
• Kanun hükmünde kararnamenin sebebi hangi kanundur? (yetki kanunudur)
• Yetki kanunu ne demektir? (çıkarılacak kanun hükmünde kararnamenin amacını, kapsamını, ilkelerini, kullanma süresini ve süre içinde birden fazla kararname çıkarılıp çıkarılmayacağını gösterir)
• Olağan kanun hükmünde kararnameyi kim çıkarır? (başbakan başkanlığındaki bakanlar kurulu çıkarır)
• Olağanüstü kanun hükmünde kararnameyi kim çıkarır? (cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan bakanlar kurulu çıkarır)
• Kanun hükmündeki kararname ne zaman yürürlüğe girer? (resmi gazetede yayımlandığı gün)
• TBMM de reddedilen kararnameler ne zaman yürürlükten kalkar? (resmi gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar)
• Türk silahlı kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesine kim yetkilidir? (TBMM yetkilidir)
• Yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiyede bulunmasına izin verme yetkisi kimindir? (TBMM yetkilidir)
• TBMM tatilde iken ülkenin ani bir silahlı saldırıya uğraması halinde silahlı kuvvet kullanılmasına kim karar verir? (cumhurbaşkanı)
• TBMM kendiliğinden ne zaman toplanır? (her yıl ekim ayının ilk günü toplanır)
• Meclis bir yasama yılında en çok ne kadar tatil yapabilir? (3 ay tatil yapabilir)
• TBMM başkanını kim seçer? (meclis üyeleri seçer)
• TBMM çalışmalarını hangi hükümlere göre yürütür? (kendi yaptığı iç tüzük hükümlerine göre yürütür)
• TBMM sayısını toplam yeter sayısı kaçtır? (üye tam sayısının üçte biri 1/3=184 tür)
• TBMM karar yeter sayısı kaçtır? (toplantıya katılan salt çoğunluğu ile 1/3:2=92 karar verir.
• TBMM bir oylamada bir bakan kendi oyu ile birlikte en fazla kaç oy kullana bilir? (kendi oyu ile birlikte 2 tane kullanabilir)
• Gensoru önergesi nasıl verilir? (bir siyasi parti gurubu adına veya 20 milletvekilinin imzası ile verilir)
• Gensoru önergesi nasıl oylanır? (üyelerin veya grupların verecekleri gerekçeyle güvensizlik önergeleri veya bakanlar kurulunun güven isteği, bir tam gün geçtikten sonra oylanır. ** TBMM başkanlık divanı, meclis başkanı, başkan vekilleri, katip üyeler ve idare amirlerinden oluşur. Meclis soruşturması kim için yapılır? (başbakan ve bakanlar için yapılır)
• Gensoru ile bakanlar kurulunun veya bir bakanın düşürülebilmesi için ne kadar oy gerekmektedir? (276 oy)
• Meclis soruşturması sonucu suçlu olduğu düşünülen başbakan veya bakanlar nereye sevk edilir? (yüce divan sıfatı ile anayasa mahkemesine yargılanması için sevk edilir)
• 2005 yılında 1982 anayasasında yapılan değişikliklerle RTÜK üyelerini TBMM nin seçmesi, bütçenin merkezi yönetim bütçesi olarak adlandırılması hükme bağlanmıştır. Yürütme organı cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulundan oluşur.
 Yabancı silahlı kuvvetlerin, ülkeye konuşlanmasına TBMM karar verebilir.* TBMM ki ihtisas komisyonları şu an itibariyle 17dir
 Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere yönetmelik çıkarırlar.** Kanun teklif etmeye, bakanlar kurulu ile milletvekilleri yetkilidir.
 30 yaşını dolduran her Türk vatandaşı milletvekili seçilebilir. Askerliğini yapmayan milletvekili seçilemez.
• İşçiler, görevlerinden çekilmeden milletvekili adayı olabilirler.
• Yüksek öğretim elemanları, görevlerinden çekilmeden milletvekili adayı olamazlar.
• Seçim dönemi dolmadan cumhurbaşkanı seçimlerin yenilenmesine karar veremez.
• Yenilenmesine karar verilen meclisin yetkileri yeni meclis seçilmesine kadar sürer.
• Savaş sebebi ile yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmese TBMM seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilir.
• TBMM üyeliklerinde boşalma olması halinde ara seçime gidilir. Ara seçim, her seçim döneminde 1 defa yapılır. Ve genel seçimden 30 ay geçmedikçe ara seçime gidilemez. * TBMM üyeleri seçildiği bölgeyi veya kendini değil bütün milleti temsil eder
• Anayasadaki başlangıç hükümleri, ana yasa metninden sayılır. Yargı yetkisi ‘’Türk milleti’’ adına kullanılır.
• Anayasaya göre yakalanan veya tutuklanan kişi, 48 saat içinde mahkemeye çıkarılır, mahkeme 24 saat içinde karar verilir.
• Yerleşme hürriyeti ancak suç işlenmesinin önlemek, sosyal ve ekonomik gelişmeye sağlamak, sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek, kamu mallarını korumak amacıyla sınırlandırıla bilir.* Siyasi parti grupları, meclis başkanlığı için aday gösteremez.
• Süreli veya süresiz yayın önceden izin alma ve mali teminat yatırma şartlarına bağlanamaz.
• 18 yaşında ve fiil ehliyetine sahip her vatandaş, derneklere üye olabilir.
• 2001 anayasa değişikliği ile ölüm cezası ve genel müsadere cezası verilemez.
• 2004 anayasa değişikliği ile uluslar arası ceza divanına taraf olmanın gerektiği hükümlülükler hariç olmak üzere vatandaş, suç sebebi ile yabancı ülkeye verilemez. Sendika kurmak haktır, grev haktır, lokavt hak değildir.Toplu iş sözleşmesi yapma bir haktır.
• 2001 anayasa değişikliği ile asgari ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumuda göz önünde bulundurulur. * Kamu işçileri siyasi partilere üye olabilirler
• Seçim kanunlarından yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 1 yıl içinde yapılacak seçimlere uygulanmaz.
• Siyasi partiler önceden izin almaksızın kurulurlar. * Kamu işçileri siyasi partilere üye olabilirler.
• Yüksek öğretim elemanlarının siyasi partilere üye olmaları ancak kanunla düzenlenir.
• Yüksek öğretim öğrencileri siyasi partilere üye olabilirler.* Siyasi partilerin kapatılma davasını Yargıtay cumhuriyet başsavcısı açar
• 5 yıl yasağı, bir siyasi partinin kapatılmasına sebep olanların siyaset yapamayacakları süreyi gösterir.
• 5 yıl yasağı, anayasa mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin kararının resmi gazetede gerekçeli olarak yayımlanmasından başlar.
• Yasama dokunulmazlığı milletvekilini gereksiz soruşturma ve kavuşturmalardan korur.
• Yasama dokunulmazlığının istisnası suçüstü hali, ağır cezalık hal ve anayasanın 14. maddesi durumundadır.
• İstifa eden milletvekilinin düşmesi, genel kurulun vereceği karara gönderir.
• Kesin hüküm giyme veya kısıtlama halinde milletvekilliğinin düşmesi, mahkeme kararının genel kurulda okunmasına bağlıdır.
• Anayasa mahkemesi bu itirazı 15 gün içinde kesin karara bağlar.
• Milletler arası antlaşmalarının onaylanmasını uygun bulmak TBMM nin yetkisindedir.
• TBMM de kabul edilen kanunlar, 15 gün içinde cumhurbaşkanı tarafından yayımlanır.
• Bütçe kanunları cumhurbaşkanınca TBMM ne iade edilemez.

VATANDAŞLIK

VATANDAŞLIK

CUMHURBAŞKANIN GÖREV VE SORUMLULUKLARI
1-Yargı ile ilgili görevleri:
*Anayasa mahkemesi üyelerini seçmek *Danıştay üyelerinin dörtte birini seçmek *Askeri Yargıtay üyelerini seçmek
*Askeri idare yüksek üyelerini seçmek *Hâkimler ve savcılar yüksek kurulu üyelerini seçmek *
*Yargıtay cumhuriyet başsavcısı ve Yargıtay cumhuriyet başsavcının vekilini seçme *Askeri Yargıtay üyelerini seçmek
*Hakimler ve savcılar yüksek kurulu üyelerini seçmek *Askeri yüksek idare mahkemesi üyelerini seçmek
2-Yasama ile ilgili görevleri:
*Kanunları yayımlamak *Türkiye büyük millet meclisi seçimlerinin yenilenmesine karar vermek*Kanunları tekrar görüşülmek üzere TBMM’ye geri göndermek *Gerekli gördüğü takdirde yasama yılının ilk gününde TBMM’ye açılış konuşması yapmak
*Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları gerekli gördüğü takdirde halkoyuna sunmak *TBMM’yi gerektiğinde toplantıya çağırmak
*Çıkarılan Kanunların anayasaya aykırı olmasından dolayı kanunların iptali için anayasa mahkemesine dava açmak…
3-Yürütme ile ilgili görevleri:
*Başbakanı atamak ve istifasını kabul etmek *Başbakanın teklifi üzerine bakanları atamak ve bakanları görevden almak
*Genelkurmay başkanını atamak *Kararnameleri imzalamak*Üniversite rektörlerini seçmek *Yükseköğretim kurulu üyelerini atamak
*Gerekli gördüğü hallerde bakanlar kuruluna başkanlık etme veya bakanlar kurulu başkanlığı altında toplantıya çağırmak
*Yabancı devletlere Türk milletini temsilcilerini göndermek,Türkiye cumhuriyetine gönderilecek yabancı devlet temsilcilerini kabulu.
*Milletler arası antlaşmaları imzalamak *Türk silahlı kuvvetlerinin kullanılmasına karar vermek *Devlet denetleme kurulunun üyelerini ve başkanını atamak *Devlet denetleme kuruluna inceleme,araştırma denetleme yaptırmak *Sürekli hastalık,sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak *Başkanlığında toplanan bakanlar kurula kararıyla sıkı yönetim veya olağanüstü hal ilan etmek ve kanun hükmünde kararname çıkarmak
*TBMM adına Türk silahlı kuvvetlerinin başkomutanlığını temsil etmek…
CUMHURBAŞKANLIĞI İLE İLGİLİ KISA KISA NOTLAR
*Cumhurbaşkanı Türkiye büyük millet meclisince 40 yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış kendi üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip türk vatandaşları arasında 7 yıllık bir süre için seçilir…
*Bir kimse 2 defa cumhurbaşkanı seçilemez * cumhurbaşkanı TBMM üye tam sayısının üçte iki çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir
* cumhurbaşkanı devletin başıdır.bu sıfatla Türkiye cumhuriyetini ve türk milletinin birliğini temsil eder.anayasanın uygulanmasını devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir
* cumhurbaşkanı sadece vatana ihanetten yargılanabilir *TBMM cumhurbaşkanına vekillik eder *Bir kişinin meclis dışından cumhurbaşkanı adayı gösterilebilir.bunu için meclis üye tam sayısının en az beşte birinin yazılı önerisi gerekmektedir

BAŞBAKANIN GÖREV VE SORUMLULUKLARI
*Başbakan bakanlar kurulunun başkanı olarak bakanlıklar arasında işbirliğini sağlar ve hükümetin genel siyasetinin yürütülmesini gözetir *Hükümetin program ve politikasının izlenmesi ve yürütülmesinden öncelikle başbakan sorumludur * Başbakan bakanların görevlerinin anayasa ve kanunlara uygun olarak yerine getirilmesini gözetlemek ve düzeltimci önlemleri almakla yükümlüdür…
* Başbakan yüce divana verilirse hükümet düşer *Genel kurmay başkanı görev ve yetkilerinden dolayı Başbakana sorumludur

BAKANKARIN GÖREV VE SORUMLULUKLARI
*Bakanlar kurulundaki Bakanlar, bakanlar kurulunca belirlenen genel siyasetin ortaklaşa olarak gerçekleştirilmesiyle görevlilerdir
*Her bakan kendi yetkisi içerisindeki işlerden ve emri altındakilerin eylem ve işlerden sorumludur
* Bakanlar yaptıkları tüm işlerden dolayı başbakana karşı sorumludurlar *Her bakan kendi bakanlığı işlemleri nedeniyle TBMM’ye karşı şahsen sorumludur * Bakanlar kurulu başbakan ve Bakanlardan oluşur *Dışardan bakan atanabilir *Başbakanın teklifi üzerine cumhurbaşkanı bakanları görevinden alabilir * Bakanlıkların kurulması,kaldırılması,görev ve yetkileri kanınla düzenlenir
*İzinli bir bakana diğer bir bakan geçici olarak vekillik edebilir*Bakanlar kurulu üyelerinden milletvekili olmayanlar yasama dokunulmazlığına sahip bulunurlar.TBMM üyeleri gibi ödenek ve yolluk alırlar*Yüce divana verilen bakan bakanlıktan düşer
*Her hangi bir sebeple boşalan bakanlığa 15 içinde atama yapılır *Seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde bakanlar kurulu çekilir ve cumhurbaşkanı geçici Bakanlar kurulunu kurma üzere bir başbakan atar.Atanan bu başbakan Adalet bakanlığı,içişleri bakanlığı ve ulaştırma bakanlığına atamalar yapar *Geçici Bakanlar kurulu nasıl oluşur:>Adalet,içişleri ve ulaştırma bakanları TBMM’ki veya meclis dışındaki bağımsızlıklardan olmak üzere siyasi parti gruplarından oranlarına göre alınır
* Geçici Bakanlar kurulu yenilenme kararını resmi gazetede ilanından itibaren 5 gün içinde kurulur
*Geçici Bakanlar kurulu için güvenoyuna başvurulamaz *Geçici Bakanlar kurulu seçim süresince ve yeni hükümet toplanıncaya kadar vazife görürler *Tüzük bakanlar kurulu tarafından çıkarılır.Çıkarılan bu tüzükler Danıştay incelenmesini geçtikten sonra cumhurbaşkanlığınca imzalanır ve kanunlar gibi yürürlüğe girerler

TBMM SEÇİMLERİNİN CUMHURBAŞKANINCA YENİLENMESİ
1- Bakanlar kurulunun güvenoyu alamaması veya güvensizlik oyu ile düşürülmesi halinde 45 gün içinde yeni Bakanlar kurulu kurulamadığı veya kurulduğu halde güven oyu alamadığı takdirde cumhurbaşkanı TBMM başkanına danışarak seçimlerin yenilenmesine karar verebilir.Yenilenme kararı resmi gazetede yayımlanır ve seçime gidilir.
2-Başbakanın güvensizlik oyu ile düşürülmeden istifa etmesi üzerine 45 gün içinde veya yeni seçilen TBMM’de başkanlık divanı seçiminden sonra yine 45 gün içinde Bakanlar kurulunun kurulamaması halinde de cumhurbaşkanı TBMM başkanına danışarak seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Yenilenme kararı resmi gazetede yayımlanır ve seçime gidilir.

GÜVENOYU NEDİR:Bakanlar kurulunun göreve başlayabilmesi için,hükümet programının okunması ve TBMM tarafından programın kabul edilmesidir.
GÜVENOYU USULU:Bakanlar kurulunun programı,kuruluşundan en geç bir hafta içinde başbakan veya bir bakan tarafından TBMM’de okunur ve güvenoyuna başvurulur.Güvenoyu için görüşmeler,programın okunmasından 2 tam gün geçtikten sonra başlar ve görüşmelerin bitiminden 1 tam gün geçtikten sonra oylama yapılır…

ANAYASAMIZ

ANAYASAMIZ
*Yürükte olan 1982 yasası bir kurucu meclis tarafından hazırlanarak 7 kasım 1982’de halk oyuna sürülmüş ve kabul edilmiştir.
Anayasamızın Değiştirilmeyecek Hükümleri
1-Anayasanın birinci maddesinde yer alan “Türkiye cumhuriyet bir cumhuriyettir” hükmü
2-Anayasanın ikinci maddesinde yer alan cumhuriyetin nitelikleri şunlardır
*Türkiye cumhuriyeti toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde insan haklarına saygılı *Demokratik
*Atatürk milliyetçiliğine bağlı *Laik ve sosyal bir hukuk devletidir *Anayasanın başlangıcında belirtilen temel ilkelere dayanan
3-Anayasanın üçüncü maddesinde değiştirilemeyecek maddeler şunlardır:
*Türkiye cumhuriyeti ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür.Dili türkçedir *Başkenti Ankaradır
*Bayrağı beyaz ve ay yıldızlı al bayraktır *Milli marşı”İstiklal marşı”dır…
Anayasamızla ilgili kısa notlar:
*Anayasada olağanüstü yönetim usuller şunlardır=>olağanüstü haller,sıkıyönetim,seferberlik ve savaş ilanıdır
*Anayasada olağanüstü haller=>1-tabii afet ve ağır ekonomik bunalım sebebiyle olağanüstü hal ilanı (süre 6 aydır) 2 şiddet olaylarının yaygınlaşması ve kamu düzeninin bozulması sebebiyle olağanüstü hal ilanı(süre 6 aydır)
Yürütme Yetkisi ve Görevi:Anayasamızın 8.maddesinde “Yürütme yetkisi ve görevi,cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulu tarafından anayasa kanunlarına uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir” denilmektedir.
Yargı Yetkisi:Anayasamızın 9.maddesinde “Yargı yetkisi türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır” denilmektedir.Yargı vatandaşların kendi aralarında ,vatandaşlarla kurumlar arasındaki ve kurumlar arasındaki anlaşmazlıkları,kanunlara bağlı olarak çözüme kavuşturmaktır.Hakimler bağımsı olup,anayasaya,kanunlara ve kendi vicdanlarına göre karar verirler
DEVLETİN TEMEL AMAÇ VE GÖREVLERİ
1-Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü korumaktır 2-Ülkenin bölünmezliğini sağlamaktır
3-Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumaktır 4-Kişilerin ve toplumun refah,huzur ve mutluluğunu sağlamaktır
5-Kişinin temel hak ve hürriyetlerini sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak suretle sınırlayan siyasal,ekonomik ve sosyal engelleri ortadan kaldırmaktır
6-İnsanın maddi ve manevi varlığının genişlemesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır…
TBMM’NİN GÖREV VE YETKİLERİ
1-Kanun koymak,değiştirmek ve kaldırmak 2-Bakanlar kurulunu ve bakanları denetlemek 3-Savaş ilanına karar vermek
4-Bakanlar kuruluna belli konularda kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermek 5-Para basılmasına karar vermek
6-Bütçe ve kesin hesap kanun tasarılarını görüşmek ve kabul etmek 7-Mahkemelerce verilip kesinleşen ölüm cezalarının yerine getirilmesine karar vermek 8-Anayasanın 14.maddesindeki fiillerden dolayı hüküm giyenler hariç olmak üzere,genel ve özel af ilanına karar vermek 9-Milletler arası antlaşmaların onaylamasını uygun bulmak
10-Anayasa diğer maddelerinde öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir.
***Anayasamızın diğer maddelerinde öngörülen görev ve yetkilerinden bazıları şunlardır>>>
*Bakanlar kurulu tarafından alınan olağanüstü hal ilanın uygun olup olmadığını kararlaştırmaktır
*Bakanlar kurulunca ilan edilen sıkıyönetim,seferberlik,savaş halini uzatma veya kaldırma kararlarını onaylamak
*Cumhurbaşkanını seçmek *Seçimlerin yenilenmesine karar vermektir…
YARGITAYIN GÖREVLERİ
1-Adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adli yargı merciine bıraktığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir
2-Kanunla gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar
NOT:Yargıtay üyelerini hakimler ve savcılar yüksek kurulu seçer.Yargıtay üyeleri birinci sınıfa ayrılmış adli yargı hakim ve cumhuriyet savcıları ile bu meslekten sayılanlar arasından seçilir.Yargıtay cumhuriyet başsavcısını ve cumhuriyet başsavcı vekilini cumhurbaşkanı seçer.Bunlar 4 yıl görev yapar.
DANIŞTAYIN GÖREVLERİ
1-İdari mahkemelerce verilen ve kanunun başka bir idari merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir
2-Kanunla gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar 3-İdari uyuşmazlıkları çözer
4-Başbakan ve bakanlar kurulunca gönderilen kanun tasarıları hakkında görüş bildirir 5-Tüzük tasarılarını inceler
6-Kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmeleri hakkında görüş bildirir…
!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! KISA KISA NOTLAR !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
*Milli güvenliğin sağlanmasında ve silahlı kuvvetlerin yurt savunmasına hazırlanmasında bakanlar kurulu TBMM’karşı sorumludur
*Savaşta başkomutanlık görevini cumhurbaşkanının yerine genelkurmay başkanı yerine getirir.genelkurmayı bakanlar kurulunun teklifi üzerine cumhurbaşkanınca atanır.genelkurmay başkanı başbakana karşı sorumludur.
*Milli güvenlik kurulunu üyeleri=> 1-cumhurbaşkanı 2-başbakan 3-genelkurmay başkanı 4-başbakan yardımcıları
5-adalet bakanı 6-milli savunma bakanı 7-iç ve dış işleri bakanlıkları 8-jandarma komutanı
9-kara,hava ve deniz kuvvetleri komutanlıkları
*Milli güvenlik kurulu ayda bir toplanır.Gündemi başbakan ve genelkurmay başkanının önerileri dikkate alınarak cumhurbaşkanı tarafında gündem belirlenir.Cumhurbaşkanı katılmadığında başbakanın başkanlığında toplanılır.
*Sıkıyönetim,seferberlik ve savaş haline cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan bakanlar kurulu karar verir.
*Sıkıyönetim komutanları genelkurmay başkanı bağlı olarak görev yaparlar.
*Yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklar için Milletlerarası tahkime gidilir.
*Merkezi idarenin,mahalli idareler üzerindeki gözetim,denetim,yetkisine idari vesayet denir.
*Vakıf üniversitesi kurmak için gerekli olan amaç=>kanunda gösterilen usul ve esaslara göre,kazanç amacına yönelik olmamak şartı ile devletin gözetim ve denetimine tabi olarak vakıf üniversitesi kurulabilir.Vakıf üniversitesi kanunla kurulur…
*RTÜK 9 üyeden oluşur.Bu üyeleri TBMM seçer.
*Hakimler ve savcılar ancak 65 yaşında emekli olabilirler.Adalet bakanlığına bağlıdırlar.Azlolunamazlar…
*Anayasa mahkemesi 11(biri başkan) asıl ve 4 yedekten oluşur.Bu üyeleri cumhurbaşkanı seçer.Üyeler 65 yaşında emekli olurlar.
*Anayasa mahkemesinde iptal davası açma hakkı=> 1-cumhurbaşkanı 2-iktidar ve ana muhalefet meclis grupları
3-TBMM üye tam sayısını 3/5 tutarındaki üyelere aittir(iktidarda 2 parti varsa üyesi fazla olan parti dava açma hakkına sahiptir)

TÜRKİYEDE NÜFUS VE YERLEŞME – 2

TÜRKİYEDE NÜFUS VE YERLEŞME – 2

NÜFUSUN KIRSAL-KENTSEL DURUMU
Nüfusun kırsal-kentsel durumu ülkelerin gelişmişliklerini yansıtan önemli ölçütlerden biridir.Kırsal nüfus oranı yüksek olan ülkeler gelişmemiş kategorisinde yer alır.Kentsel nüfus oranı yüksek olan ülkeler ise gelişmiş ülkeler kategorisinde yer alır.Çünkü kırsal bölgelerde halk hayvancılık ve tarımla ilgilenmektedir.Dolayısıyla tarım ve hayvancılık oranı fazla olan ülkeler gelişmemiş demektir.Türkiye’de 1927’de kırsal nüfus oranı %76 iken 2000 yılında bu oran %35 oranına düşmüştür.
Kırsal nüfus oranı yüksek olan bölgeler: Karadeniz(%51),Doğu Anadolu(%47),Akdeniz(%40),Ege(%38),Güneydoğu Anadolu(%37)
İç Anadolu(%31),Marmara(%21)

NÜFUS YOĞUNLUĞU
Birim alana düşen insan sayısına nüfus yoğunluğu denir. 3 şekilde ifade edilir

1)Aritmetik nüfus yoğunluğu: Formülü=)Aritmetik nüfus oranı=Toplam nüfus / Yüz ölçümü

Türkiye’de 2000 sayımlarında nüfus yoğunluğu aşağıdaki gibidir:
En çok olandan en aza olanlara Sırasıyla=)Marmara ,Güneydoğu Anadolu ,Ege,İç Anadolu ,Akdeniz ,Karadeniz, Doğu Anadolu…

2)Tarımsal nüfus yoğunluğu: Formülü=)Tarımsal nüfus yoğunluğu=Tarımla uğraşan nüfus / Toplam tarım alanı
Tarım alanlarının dar,çiftçi nüfusunun fazla olması tarımsal nüfus yoğunluğunu arttırır.Tarımsal nüfus yoğunluğu tarım alanlarının geniş olduğu İç Anadolu ve Marmara bölgelerinde az iken tarım alanlarının dar olduğu Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinde fazladır.

3)Fizyolojik nüfus yoğunluğu:Formülü=)Fizyolojik nüfus yoğunluğu=Toplam nüfus / Toplam nüfus
Fizyolojik nüfus yoğunluğu en fazla olduğu bölge Marmara,en olduğu bölge ise İç Anadolu bölgesidir.Marmara bölgesinde nüfus çok olduğu için tarım alanı azdır bu nedenle fizyolojik Marmara bölgesinde fazladır.iç Anadolu da ise nüfus az olduğu için tarım alanı azdır bu nedenle fizyolojik iç Anadolu da azdır…

TOPLU YERLEŞME
Kurak ve yarı kurak bölgelerde kırsal yerleşme su kaynaklarının bulunduğu alanlarda yoğunlaşır.Su az olduğu için herkes su için bir araya gelir ve toplu yerleşme oluşur.Toplu yerleşme ülkemizde en çok İç Anadolu da görülür…

DAĞINIK YERLEŞME
Su kaynaklarını bol ,yağısın bol olduğu,yüksek ve engebeli bölgelerde görülür.Su fazla olduğu için herkes farklı yerlere terleşir ve böylece dağınık yerleşme meydana gelir.En güzel örnekleri Doğu ve Karadeniz bölümlerinde görülür…

KIR YERLEŞMELERİ
Geçimini tarım ve hayvancılıktan sağlayan insanların oluşturduğu yerleşmelerdir. Bunlar köyaltı yerleşmeleri, köyler ve beldelerdir.

Mezra: Tarım ve hayvancılığın bir arada yürütüldüğü yerleşmelerdir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu da görülür
Kom: Doğu Anadolu bölgesinde hayvan yetiştirmek amacıyla oluşturulmuş eklentilerdir
Ağıl: Koyun ve keçi gibi küçükbaş hayvanların gecelemesi için kurulmuş hayvan barınaklarıdır. İç Anadolu ve Doğu Anadolu…
Oba: Hayvancılıkla uğraşan hayvanların ailelerin kurdukları yerleşeme birimleridir. Akdeniz ve Ege görülür…
Yayla: Türkiye’de en yaygın köyaltı yerleşme şeklidir. Daha çok hayvan amaçlı geçici yerleşmelerdir. Akdeniz ve Doğu Anadolu…
Divan:Birkaç evden oluşmuş yerleşme şekiller.Birbirinden uzakta kurulmuş bu yerleşme kümeleri köyleri oluşturur.Geçici değiller
Dam: Bağcılık faaliyetlerini gerçekleştirmek için kurulan yerleşme yerleridir…
Çiftlik: Tarım arazileri içinde ve kenarında kurulan, daha çok tarım ve hayvancılık amaçlı yerleşmeler. Akdeniz,Ege ve İç Anadolu.

KENT YERLEŞMELERİ

En büyük yerleşme birimidir. İnsanlar geçimini sanayi,ticaret ve hizmet alanlarında sağlar…Nüfuslarına göre 3 ayrılır
1)Küçük Şehirler: Nüfusları 10.000 ile 25.000 arasında olan şehirlerdir…
2)Orta Büyüklükteki Şehirler: Nüfusları 25.000 ile 100.000 arasında olan şehirlerdir…
3)Büyük Şehirler: Nüfusları 100.000 ile 500.000 arasında olan şehirlerdir…
NOT: Nüfusları 500.000 geçen şehirlere METROPOL olarak adlandırılır…

!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!GENEL NOTLAR!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
• Türkiye’de nüfus oranı daha çok kıyı kesiminde yoğunlaşmıştır.
• Türkiye’deki göç hareketleri doğudan batıya,iç kesimlerden kıyı kesimlere,kırsal kesimden kentlere şeklinde olmaktadır.
• Tarımsal nüfus yoğunluğunun fazla olduğu alanlar yer şekillerinin dağlık ve engebeli olduğu anlamındadır.
• Türkiye’nin coğrafi bölgelerinin nüfus yoğunluklarının farklı olmasında en az faktör bitki örtüsüdür.
• Dağınık yerleşmenin görüldüğü yerlerin ortak özelliği=)yer şekillerinin engebeli olması…
• Kırsal merkezlerde kullanılan yapı malzemesi daha çok yakın çevrede bol bulunan maddelerden temin edilir(Karadeniz

TÜRKİYEDE NÜFUS VE YERLEŞME – 1

TÜRKİYEDE NÜFUS VE YERLEŞME – 1
• Türkiye’de nüfus sayımı DİE(Devlet istatistik Enstitüsü)tarafından sonu sıfır ile biten yıllarda yapılmaktadır.
NÜFUS SAYIMININ YAPILMASINDAKİ AMAÇLAR
• Nüfus sayısını ve nüfus artış hızını belirler----Nüfusun yaş gruplarına göre dağılımını belirler
• Nüfusun cinsiyete göre dağılımını belirler ----Nüfus hareketlerini belirlemek
• Aktif (çalışan) nüfusun iş kollarına göre dağılımını ve işsizlik oranını belirlemek
• Kırsal ve kentsel nüfusun bölgelere göre dağılımını belirlemek-----Nüfusun sosyal ekonomik özellilerini belirlemek

NÜFUS ARTIŞI: Sınırları belirli bir alanda, belli bir zaman aralığında doğanlarla ölenler arasındaki farktır.
Ölenler çok doğanlar az ise nüfus artış hızı azalmıştır. Ölenler az doğanlar çok ise nüfus artış hızı artmıştır.
NÜFUS SAYISI ARTARSA OLUMLU SONUÇLARI
1)Mal ve hizmetlere talep artar 2)Vergi gelirleri artar 3)Yeni yatırım alanları ortaya çıkar 4)İş gücü artar

NÜFUS SAYISI ARTARSA OLUMSUZ SONUÇLARI
1)Tüketici nüfus oranı artar 2)Konut sıkıntısı yaşanır 3)Kalkınma hızı yavaşlar 4)Eğitim ve sağlık gibi sosyal hizmetler aksar
5)İç tüketim arttığından ihracat azalır,ithalat artar 6)İç ve dış göçler artar 7)Doğal kaynakların tüketimi artar
8)Çevre kirliliği ve plansız kentleşmeler ortaya çıkar

NÜFUS ARTIŞ HIZI NASIL YÜKSELTİLİR
1)Doğum oranını ölüm oranından fazla olması 2)Sağlık hastalıkların önlenmesi ve kitlesel ölümlerin azalması
3)Savaşların azalması 4)Tıp alanında yaşanan ilerlemeler 5)Çalışma süresinin kısalması ve düzenli olması
6)Hayat standartların yükselmesi ve ortalama insan ömrünün uzaması 7)Gelenekler
8)Nüfus arttırmaya bazı devletlerin izlediği politikalar(örneğin Almanya çocuk bakımı için ailelere para vermektedir)

NÜFUS ARTIŞ HIZI NASIL AZALTILIR
1)Kadının iş dünyasına girmesi 2)Evlilik yaşının yükselmesi 3)Doğal afetler(deprem,sel…)
4)Eğitim ve kültür seviyesinin yükselmesi 5)Doğum oranının azaltılmasına yönelik aile planlamaları uygulamaları

İÇ GÖÇ: Ülke sınırları içerisinde nüfusun yer değiştirmesi olayıdır.Örneğin köyden kente taşınma,şehir değiştirme.Bu göç olayında ülke nüfusu değişmez sadece bölgeler veya iller arasında nüfus dağılışını etkiler.İç göç 2’ye ayrılır
1)KALICI İÇ GÖÇ: Genelde kırsal alandan kentlere doğru yapılan göçlerdir.
KALICI İÇ GÖÇLERİN BAŞLICA SEBEPLERİ
1)Kırsal alandaki nüfusun artmasına bağlı olarak arazilerin azalması 2)Eğitim,sağlık gibi sosyal imkanların sınırlı olması
3)Kentlerin sunduğu imkanlardan yararlanma isteği 4)Tarımda makineleşme nedeniyle tarımsal iş gücü ihtiyacının azalması
5)Tarım alanında meydana gelen verimsizlikler 6)Kan davaları,terör olayları,doğal afetler gibi nedenler…
İÇ GÖÇLERİN SONUÇLARI
1)Nüfusun ülke sınırları içerisinde dağılışı dengesizleşir 2)Kent nüfusu hızla artar ve konut sıkıntısı yaşanır
3)Kentlerde gecekondulaşma, belediye hizmetlerinin aksaması, çevre kirliliği, suç işlemelerde artış gibi sorunlar görülür
4)Kentlerde işsizlik eğitim, ulaşım sorunları meydana gelir…
2)GEÇİCİ İÇ GÖÇ:Kısa süreli ve mevsimlik göçlerdir.İş için geçici olarak yapılan göçlerdir.Pamuk toplamak için Adana’ya giden işçiler örnek olarak verilebilir.Ayrıca turizm için yazın özellikle kıyı kesimlerine yapılan göçlerdir…

DIŞ GÖÇ:Nüfusun ülkeler arasında yer değiştirmesi olayıdır.Başlıca sebepleri şunlardır:İşsizlik,savaş,doğal afetler,siyasal ve sosyal olaylardır.Bir ülkeye göç edilirse o ülkenin nüfusu artar…

En fazla göç alan bölgelerimiz: Antalya, Şanlıurfa,İstanbul,Van,İzmir,Mersin,Muğla,Kocaeli,Gaziantep…
En fazla göç veren bölgelerimiz:Tunceli,Ardahan,Sinop,Rize,Kastamonu,Artvin…

NÜFUSUN YAŞ DURUMU
Bir ülkedeki nüfusun yaş özelliği o ülke nüfusunu ekonomik ve yapısıyla ilgilidir.
0–14 yaş arasındaki kişiler=aktif tüketici (1990 yılında yapılan sayımda bu grup oranı %36)
14–64 yaş arasındaki kişiler=üretici nüfus (1990 yılında yapılan sayımda bu grup oranı %60)
65 yaş ve üzerindeki kişiler pasif tüketici (1990 yılında yapılan sayımda bu grup oranı %4)

NÜFUSUN CİNSİYET YAPISI
Ülkemizde kadın ve erkek oranı birbirine yakındır. Göç alan ülkelerde ve bölgelerde erkek nüfusu fazladır. Çünkü iş bulmak amacıyla daha çok erkek nüfus katılır. Göç veren ülkelerde ve bölgelerde kadın nüfusu fazladır. İstanbul,bursa,İzmir gibi kentlerde erkekler iş için bu şehirlere geldiği için bu şehirlerde erkek nüfusu fazladır.Trabzon,Gümüşhane,artvinde ise erkekler iş için göç ettikleri için bu şehirlerde kadın nüfusu fazladır…

ÇALIŞAN NÜFUSUN SEKTÖREL DAĞILIMI
Gelişmiş ülkelerde çalışan nüfusun büyük kısmı sanayi ve hizmet sektöründe toplanmıştır. Gelişmekte olan ve gelişmemiş ülkelerde ise tarım önde gelir.Kısacası eğer bir ülkede tarım sektöründe çalışan kişi sayısı sanayi ve hizmet sektöründe çalışan kişi sayısından fazla ise o ülke ya gelişmemiştir yada gelişmektedir.Örneğin A.B.D Ülkesinde tarım 8,4 iken Türkiye’de tarım oranı 49,3 olmaktadır.

TÜRKİYE EKONOMİK COĞRAFYASI-6

TÜRKİYE EKONOMİK COĞRAFYASI-6
TÜRKİYEDE SANAYİ (ENDÜSTRİSİ) :
• İşlenmiş veya yarı işlenmiş maddelerin fabrikalarda veya imalathanelerde işlenerek kullanılır. Duruma getirilmesi etkinliklerin tamamına endüstri denir.
• Bir yerde endüstrinin kurulması ve gelişmesi için gerekli şartlar şunlardır.
• Sermaye, ulaşım, hammadde, enerji, iş gücü, pazarlama, teknoloji,
• Türkiyede sanayinin kurulması ve gelişmesi için en önemli sorun sermayedir. Ülkemiz hammadde ve iş gücü yönünden zengindir.
Türkiye de sanayi kolları :
Besin endüstrisi: hammaddesi tarım ve hayvancılığa dayanan endüstri koludur.
Un ve un ürünleri :
• Tahıl ürünlerine dayalı olarak un, makarna irmik gibi fabrikalar gelişme gösterir.
• En fazla iç Anadolu bölgesinde ve büyük kentlerde yer alır.
• Konya, kayseri, İstanbul, İzmir, adana, gibi illerde yaygındır.
Şeker fabrikası :
• İç bölgelerimizde yaygınıdır. Çabuk işlenmesi gereken bir ürün olduğundan pancar ekim alanları ile paralellik gösterir. Ülkemizde kıyı bölgeler hariç 30 un üzerinde şeker fabrikası vardır.
Yağ fabrikası :
• Yağlı bitkilerin bol yetiştiği bölgelerde ve liman kentlerinde gelişmiştir.
• Ülkemizde sıvı yağ en fazla ayçiçeğinden elde edilir. ayçiçek fabr. En fazla Marmara bölgesindedir.
• Zeytin yağı fabr. Ege bölgesinin kıyı kesimi Hatay ve Gaziantep illerinde en fazla bulunur.
Konserve fabrikası :
• Marmara ege ve Akdeniz bölgesinde yaygındır. Ülkemizde sebze ve meyve konserveciliği istenilen düzeyde gelişmemiştir. Bunun sebebi ülkemizde her mevsim yaş ve kuru sebze bulunabilmesidir.
Süt ürünleri fabrikaları :
• Hayvancılığın geçim kaynağı olarak geliştiği büyük kentlerin çevresinde yoğundur.
• Erzurum Kars ve doğu Karadeniz bölümleri ile İstanbul Ankara İzmir adana gibi büyük kent. Gelişmiştir.
Çay fabrikası :
• Başta rize olmak üzere doğu Karadeniz kıyı kesimlerinde gelişme göstermiştir.
• Buda çok sayıda devlet ve özel sektöre ait çay işletmesi mevcuttur.
Dokuma (tekstil) endüstrisi :
Pamuk dokuma :
• İstanbul adana kayseri nazilli Malatya aydın uşak İzmir Erzincan Adıyaman gibi merkezlermizde gelişme göst
Yünlü dokuma :
• Bu faaliyet alanı yün ipliği, yünlü kumaş ve yünlü örme işleri girer. Hereke Kocaeli İstanbul Siirt bursa Diyarbakır, Bünyan kayseri uşak ve İzmir en önemli merkezidir.
İpek dokuma :
• Doğal ipek fabrikası bursa ve gemlikte kuruludur. Son yıllarda suni ipek yaygınlaşmış olup İstanbul bursa adana ve herekede gelişmiştir.
Halıcılık :
• Isparta uşak kula demirci (Manisa) Bünyan (kayseri) Ladik (samsun) Konya Sivas Gaziantep en öneml. Mrkz.
Deri fabrikası :
• Türkiyede deri fabrikası ve atölyeleri büyük bir kısmı İstanbul da bulunmaktadır. İlk büyük deri fabrikaları Beykoz da kurulmuştur. İzmir ve Gerede önemli merkezleridir.
Tütün ve içki endüstrisi : tütün fabrikaları İstanbul samsun İzmir tokat adana Malatya ve Bitlis te bulunmaktadır.
İçki fabrikaları: İzmir Tekirdağ kayseri adana Nevşehir Elazığ Ankara ve İstanbul da bulunur.
Kimya ve petrokimya endüstrisi :
ilaç fabrikaları :
• İstanbul Ankara ve İzmir de yoğunlaşmıştır.
Sabun ve deterjan fabrikaları :
• Ege Marmara ve güneydoğu Anadolu bölgesinde yaygınlaşmıştır.
Gübre ve azot fabrikaları :
• Mersin kacaeli İskenderun Kütahya adana Mardin Elazığ ve gemlikte bulunur.
Lastik fabrikası :
• İstanbul İzmir Adapazarı İzmit ve kırşehirde bulunur.
Petrokimya fabrikaları :
• ilk petrol rafineleri batmanda kurulmuştur.bunu İzmit İzmir mersin Kırıkkale rafineleri izlemiştir.
Toprak endüstrisi :
Çimento fabrikası :
• yurdun her yerine dağılması sağlanmıştır. 30 a yakın çimento fabrikası vardır.
Cam fabrikası :
• Paşabahçe (İstanbul), çayır oba (Gebze), mersin İzmir bursa Adapazarı en önemli cam üretim fab.
Seramik fabrikası :
• İstanbul Çanakkale Kütahya İzmir ve Bilecik seramik ve fayans üretimi yoğunlaşır.

TÜRKİYE EKONOMİK COĞRAFYASI-5

TÜRKİYE EKONOMİK COĞRAFYASI-5
a) küçük baş havancılık :
• Türkiyede gerek sayı bakımından gerekse beslendiği alanların genişliği bakımında küçük baş hayvancılık önde gelir.
• Bunun en önemli nedeni, iklim ve bitki örtüsünün bu tür hayvancılığa elverişli olmasıdır.
Koyun :
• iç Anadolu güneydoğu Anadolu doğu Anadolunun batı ve güney bölümleri ile ergene havzasında bozkır bitki örtüsünün hakim olması düzlük alanlar ve hafif eğimli dağ yamaçları koyun beslemeye elverişti olduğundan bu bölgede yaygındır.
Başlıca türler :
a) kıvırcık :
• soğuğa fazla dayanıklı degildir. Et verimi yüksektir. Güney Marmara ve Trakya da yaygındır.
b) dağlıç :
• et verimi yüksektir. Ege ve Marmara da üretilir.
c) karaman :
• akkaraman ve morkaraman gibi cinsleri vardır. İç Anadolu ve doğu Anadolu bölgesinde yetişir.
d) merinos :
• güney Marmara da balık kesir ve bursa çevresinde yetiştirilir. Yünü kalitelidir.
e) sakız :
• Ege bölgesinin dağlık kesimlerinde yetişir.
f) keçi :
• kıyı kesimlerde maki bitkisinin yaygın olduğu yerlerde iç bölgesinde ise meşe ormanlarının bulunduğu yerlerde yetişir.
g) kıl keçisi :
• koyuna göre daha dayanıklıdır. Eğimli arazilerde daha çok maki bitki örtüsünün yaygın olduğu yerlerde yetiştirilir.
• En fazla Akdeniz bölgesinde olmak üzere güneydoğu Anadolunun dağlık bölgelerinde bulunur.
h) tiftik keçisi :
• ana vatanı Türkiyedir. Tüyleri ince uzun ve parlaktır. En fazla Ankara ve Konya çevrelesinde yetişir.
• Ayrıca güneydoğu Anadoluda Siirt çevresinde yetişir.
b) büyükbaş hayvanlar :
• Türkiye nin doğal koşulları büyük baş hayvan yetiştiriciliği için çok fazla el verişli değildir.
• Büyükbaş hayvancılık belirli yörelerde sınırlı kalmıştır. Bu yerler doğu ve batı Karadeniz ile kuzey doğu anadoludur.
c) kümes hayvancılığı :
• Kümes hayvancılığı yurdumuzun her tarafında yapılmaktadır. Ancak ticari amaçlı tavuk çiftlikleri daha çok büyük tüketim merkezlerinin çevresinde yer almaktadır.
• Kümes hayvancılığı batı Karadeniz , Marmara ve ege bölgesinde yoğun olarak yapılır.
ç) arıcılık :
• Ülkemizde iklim çeşitliliği ve bitki örtüsü zenginliğine baülı olarak arıcılık gelişmiştir.
• Bol çiçekli boz kırlar, dağ çayırları, çamlık alanlar, arıcılık için en uygun yerlerdir.
• En fazla Ege bölgesinde menteşe yöresinde yapılmaktadır.
• Ayrıca; Hakkari Şemdinli Erzurum Kars Bitlis Elazığ ve rize gibi merkezlerde önemli üretim bölgesidir.
d) ipek böceği :
• Türkiyede ipek böceği dut ağacının yaygın olduğu yerlerde yapılır. İpek böceği dut ağacının yaprağını yiyerek beslendiği için yetişme alanıda dut ağacının yetişme alanıdır.
• Yetiştirildiği en fazla yer güney Marmara dır.
• Bursa balık kesir Bilecik Sakarya ipek üretiminin %80 ini karşılar. Ayrıca Antalya Diyarbakır Muğla da ipek böceği ya.
e) su ürünleri :
• Türkiye, üç tarafı denizlerle çevrili ve irili ufaklı çok sayıdaki gölü ve akrsu düşünüldüğünde su ürünleri bakımından büyük bir potansiyele sahiptir.ayrıca Türkiye balıkçılık konusunda gelişmemiştir. Bunda ;
• Kaçak ve usulsüz avlama
• Açık deniz balıkçılığının yerine kıyı balıkçılığının yapılması
• Halkın balıkçılık kültürünün yeterince oluşmaması.
• Denizdeki kirlenme, depolama ve pazarlama sorunları gibi faktörler etkilidir.
Deniz balıkçılığı :
 deniz balıkçılığı bakımından Karadeniz ilk sıralarda yer alır. Türkiyede avlanma balığın 2/3 ü bu denizden sağlanır.
 Bölgede balıkçılığın gelişmesinin en önemli nedeni bol sulu ırmaklarla beslenen Karadenizin balık besin maddesi bakımından zengin olmasıdır.
Tatlı su balıkçılığı :
 Akarsular göller ve baraj gölleri gibi iç sularda yapılan balıkçılıktır. Ülkemizde daha çok yeşil ırmak kızıl ırmak Sakarya nehirleri ile çıldır ulubat İznik Beyşehir eğridir gibi göllerde yapılır. Acı ve çok tuzlu göllerde yapılmaz.
Kültür balıkçılığı :
 Deniz ve tatlı su balıkçılığının ülke ihtiyacını karşılayamaması kültür balıkçılığını teşvik etmektedir.
 Havuz ve göllerde balık üretme ve yetiştirme çiftliklerinde yapılan balıkçılıktır.
 Bunların başında en önde gelen balık alabalıktır.
 Son yıllarda alabalık çiftlikleri hızla artmıştır.

TÜRKİYE EKONOMİK COĞRAFYASI-4

TÜRKİYE EKONOMİK COĞRAFYASI-4
d) Meyveler :
• Türkiyede önemli bir tarımsal ve ticari faaliyettir. İklim çeşitliliğinin fazla olması çok çeşitli meyvelerin yetişmesine olanak sağlamıştır.
Fındık :
• Ilımam iklim bölgelerinin bitkisi olup yıllık yağış ve nem isteği fazladır. Ülkemizde fındığın en iyi yetişme alanı doğu Karadeniz kıyılarında 500-600 m yüksekliğe kadar olan yerlerdir.
• Türkiyenin toplam üretiminin %80 i Karadeniz bölgesinde geri kanı ise Marmara bölgesinden sağlanır.
• Türkiye ise fındık üretiminin %70-75 ini karşılar.
Turunçgiller :
• Narenciye olarakta adlandırılan portakal mandalina limon greyfurt ve turunç bu guruba girer.
• Kış sıcaklığının 0’c altına düşmediği bölgelerde yetişir.
• En fazla Akdeniz bölgesinin kıyı kesimlerinde üretilir. (%80) geri kalanı ise ege kıyılarında rize kıyılarında azda olsa .
İncir :
• Kışların ılık , yazların sıcak geçtiği bölgelerde yetişir. Soğuğa karşı hassas olduğundan iç bölgelerimizde yetiştirilmez.
• Bütün kıyılarımızda yetişmekle birlikte en fazla ege bölgesinde yetişir. Türkiyede incir üretiminde birincidir.
Elma :
• Türkiye de en geniş ekim alanı olan meyvedir. Soğuğa karşı dayanıklı olduğu için iç yörelerimizde yaygın ekim alanları sahiptir. Enfazla iç Anadolu Konya Niğde Nevşehir çevresinde orta Karadeniz ve göller yöresinde yapılır.
Muz :
• Tropikal bölge bitkisi olup bölgemizde Akdeniz bölgesinde Antalya mersin arasında kıyı şeridinde tarımı yapılır.
• Ekim alanı en dar ürünlerimizdedir. Muz üretimi yeterli olmadığından ithal (dışardan alınır) edilir.
Antep fıstığı :
• Yaz kuraklığı ve sıcaklığa dayanan bir bitkidir. Ekonomik alanda yetiştirildiği yer güneydoğu Anadolu bölgesidir.
• Gaziantep Şanlıurfa ve Adıyaman başlıca üretim alanlarıdır.
• Üretimin %70-75 ihraç(dışarıya gönderilir) edilir.
Kayısı :
• Karasal iklime sahip yörelerin alçak kesimlerinde yetiştirilir.
• En fazla Malatya da üretilir ve Türkiye nin %30-40 ını karşılar.
• Elazığ Konya kayseri diğer üretim merkezleridir.
Üzüm :
• Kışın çok düşük sıcaklıklara, yazın yüksek sıcaklık ve kuraklığa dayanan bir bitkidir.
• Her türlü toprak çeşidinde yetiştirmekle beraber kireçli, kumlu topraklarda verimi daha fazladır.
• En fazla ege bölgesinde önemli üretim alanlarını oluşturur (%45).
• Güneydoğu Anadolu ve iç Anadolu bölgelerinde önemli üretim alanlarını oluşturur.
e) sebzeler :
• Yaprakları meyveleri, kökleri veya tohumları insan tarafından yenilen otsu bitkilerdir.
• Sıcaklık, sulama, gübreleme, verimli toprak ve çok emek ister.
• En çok geliştiği yerler; Akdeniz Ege Marmara ve Karadeniz bölgesidir.
• En erken Akdeniz ikliminin etkisinin olduğu yerde en geç ise doğu Anadolu bölgesinde olgunlaşır.
f) Seracılık :
• Sebze ve meyvelerin doğal koşullarda yetiştirme döneminde önce veya sonra plastik veya camdan yapılmış kapalı mekanlarda yetiştirilmesi işidir.
• En fazla Akdeniz ve ege bölgesinde yapılır. En düşük doğu Anadolu ve Karadeniz bölgesinde yapılır.
.:: Türkiye de Hayvancılık ::.
• Hayvanların ürünlerinden ve güçlerinden faydalanmak üzere üretilmesi, beslenmesi olayına hayvancılık denir.
• Hayvancılık tarımın bir koludur. Türkiye hayvan sayısı bakımından dünyada önde gelen ülkelerinden biridir.
• Avrupada birinci sıradadır. Ancak hayvandan elde edilen verim ve ekonomik getiri düşüktür.
• Hayvancılığın geliştirilmesi için;
 Otlaklar ıslah edilmelidir.
 Hayvan soyları iyileştirilmelidir.
 Mera hayvancılığı yerine besi ve ahır hayvancılığı yaygınlaştırılmalıdır.
 Suni ve tabi yem üretimi arttırılmalıdır.
 Hayvan yetiştiricilerine gerekli destek ve krediler sağlanmalıdır.
 Hayvan hastalıkları ile mücadele edilmeledir.
 Erken kesim önlenmelidir.
Türkiyede hayvan varlığı ve coğrafi dağılışı :
• Türkiye yerşekilleri ve iklim çeşitliliğinin fazla olması nedeni ile hayvancılık potansiyeli yüksek bir ülkedir.

TÜRKİYE EKONOMİK COĞRAFYASI 3

TÜRKİYE EKONOMİK COĞRAFYASI 3


Şeker pancarı :
• Ilıman iklim bitkisidir. Nemli ve serin iklim koşullarında kolay yetişir.
• Yağışın yetersiz olduğu bölgede sulama ile yetişir.
• Ülkemizde tarımı 1924 de başlamış olup 1926 da ilk şeker fabrikaları (uşak ve alpullu) kurulmuştur.
• Ekim alanı devlet kontrolündedir. Posası (küpse) hayvan yemi olarak değerlendirilir.
Çay :
• Türkiyede cumhuriyetle beraber tarımına başlanan bitkilerdendir.
c) Yağlı Bitkiler :
• Türkiye de en fazla üretilenleri; ayçiçeği, soya fasulyesi, haşhaş, susam, keten-kenevir ve yer fıstığıdır.
Ayçiçeği :
• Yetişme döneminde yağış olgunlaşma döneminde ise bol güneş isteyen bir tarım ürünüdür.
• Karadeniz kıyı kesimleri, Erzurum Kars bölümü ve soğuk olan yüksek kesimler dışında kalan alanlarda sulama ile yetiştirilir. En fazla Marmara bölgesi (%70-75)nde Trakya ve güney Marmara da yetiştirilir.
Zeytin :
• kış ılmanlığı istediğinden Akdeniz iklim bölgelerinde yetişir. Zeytin tarımı için en uygun bölge Akdeniz kıyıları olmasına rağmen ülkemizde daha çok ege kıyıları, güney Marmara ve gazi antep çevresinde yetiştirilir.
Soya fasulyesi :
• doğal yetişme ortamı doğu ve orta Karadeniz kıyı kuşağıdır. Burada fındık ve çay gibi geliri yüksek ürünler nedeniyle ekim alanı pek fazla genişlemez. Ekim daha çok soya yağı üretimine yönelik olup yaş ve kuru sebz. Olarak tüketilir.
Haşhaş :
• iç bölgemizin iklimine uygun olduğundan ekim alanı geniştir. Ancak kozası uyuşturucu yapımında kullanıldığından devlet kontrolü altında üretilir. Haşhaşın kapsülleri ilaç yapımında tohumları ise yağ elde etmede kullanılır.
• İç Anadolu bölgesinde afyon Kütahya ve uşak toplam üretimin üçte ikisini karşılar. Burdur Isparta ve Konya diğer üretim alanlarıdır.
Susam :
• Yetişme döneminde su olgunlaşma döneminde ise sıcaklık, ve kuraklık isteyen bir bitkidir.
• Ülkemizde en fazla Akdeniz , ege ve güneydoğu Anadolu bölgesinde ekim yapılır.
• Yağ üretimi, pasta, simit, tahin üretiminde kullanılır.
Keten-kenevir :
• Lifleri dokumacılıkta, tohumları yağ üretiminde kullanılır.
• Ayrıca kenevir tohumundan uyuşturucu madde yapıldığı için devlet kontrolü altındadır.
• Ülkemizde en çok batı Karadeniz bölümünde; Kastamonu Sinop orta Karadeniz de; samsun çorum Amasya Akdeniz bölgesinde burdurda yetişir.
Yer fıstığı :
• sıcak iklim bitkisidir.ülkemizde tamamına yakını (%90) Akdeniz bölgesinde yetiştirilir.
• Başta içel (mersin) olmak üzere, adana Hatay, Osmaniye, Antalya ve kahraman maraşta üretilir.
• Bitkisel yağ üretiminde ve çerez olarak üretilir.
Anason :
• Kullanım alanı kısıtlı olan anason başta rakı olmak üzere alkollü içeceklerde kullanılır.
• Ege ve Akdeniz bölgelerinde üretilir. Burdur Antalya Muğla önemli üretim alanlarına sahiptir.
ç) Baklagiller :
• Nohut, fasulye, mercimek, bakla gibi ürünlerden oluşan baklagiller iç ve dış ticarette önemli olup, daha çok kuru olarak tüketilir.
Nohut :
• yarı kurak iklim şartlarında yetişebilen nohut en fazla iç Anadolu da yetiştirilir. İkinci sırada Akdeniz bölgesi gelir. Baklagiller arasında en fazla üretilen üründür.
Mercimek :
• yetişme döneminde yağış olgunlaşma döneminde yüksek sıcaklık ve kuraklık ister. Türkiye de kırmızı mercimek en fazla güneydoğu Anadolu da , yeşil mercimek ise iç Anadolu bölgesinde üretilir.
Fasulye :
• yaz döneminde sulana bilen alanlarda yetişir. Kıyı bölgelerimizde sulana bilen ovalarda iç bölgelerimizde akarsu boylarında ve sulana bilen alanlarda üretilir. İç Anadolu Akdeniz ve Karadeniz bölgeleri başta gelir.
Bakla :
• taze ve kurutularak tüketilir. Taze bakla üretiminde Marmara bölgesi birincidir

TÜRKİYE EKONOMİK COĞRAFYASI 2

TÜRKİYE EKONOMİK COĞRAFYASI 2

Tarım metotları :
 Aynı doğal şartlara sahip olan tarım alanlarından farklı oranda verim alınması uygulanan tarım metotlarından kaynaklanır:
1) intansif (yoğun) tarım :
• bu metotla birim alandan en yüksek oranda verim almak amaçlanır. Verimi artırmak için tüm teknoloji imkanları kullanılır.tarımın iklime olan bağımlılığından kurtarılmış olur.Bu nedenle üetümde yıllar arasında farklılık olmaz.
• İsrail Hollanda Japonya lüksemburg gibi ülkelerde uygulanır.
2) ekstantif (yaygın) tarım :
• Tarım alanlarının geniş nüfusunun topraklara oranla az olduğu ülkelerde görülen medottur.
• Kaba tarım metodu olarakta algılanır. Tabii şartlara bağlılık vardır. Bu yüzden üretimde yıldan yıla farklılık olabilir.
• Rusya Hindistan Türkiye brezilya gibi ülkelerde uygulanır.
3) nadas (kuru) tarım :
• yağışların yetersiz sulamanın kısıtlı olduğu sahalarda uygulanır. Toprağın su ve mineral dengesini sağlamak amacı ile bir süre ekilmeden boş bırakılması yöntemidir. İklime bağımlılık söz konusu olup verim oldukça düşüktür.
• Ülkemizde güneydoğu Anadolu ve iç Anadolu bölgelerinde uygulanır. Sulamanın yaygınlaşması ile nadas alanları daralmaktadır.
4) nöbetleşe tarım :
• toprağın mineral dengesini sağlamak amacı ile bir yıl ekilen ürünlerin yerine diğer yıl farklı bir ürün ekilmesi yöntemidir. Bu yöntem nadasa alternatif olarak uygulanan bir yöntemdir.
Başlıca Tarım Ürünlerimiz
a)Tahıl :
• Türkiyede en fazla üretilen tarım ürünleridir. Buğday, arpa, çavdar, yulaf, mısır, darı ve çeltik gibi bitkiler ve tahıllar adı altında toplanır. Bu ürünler arasında ekimi en fazla yapılan buğdaydır.
Buğday :
• Türkiye nin her bölgesinde ekimi yapılır. Filizlenme döneminde nemli ve serin toprağı seven buğday tohumu olgunlaşma döneminde sıcak ve kurak hava koşullarına ihtiyaç duyar.
• Buğday üretiminde ilk sırayı iç Anadolu bölgesi alır. Türkiye toplam üretiminin yaklaşık üçte birini karşılayan bölgede özellikle Konya bölümü buğday ambarı olarak isimlendirilir. Ayrıca çukur ova ve Trakya diğer yoğun üretim alanlarıdır
• Türkiye buğday üretiminde dünyada önde gelen ülkeler arasında yer almasına rağmen tüketimin fazla olması nedeniyle ihraç ürünü olma özelliği fazla taşımaz.
Arpa :
• Gerek ekim alanını genişliği gerekse üretim miktarı olarak buğdaydan sonra gelir.
• Daha çok hayvan yemi olarak kullanılan arpa, bira sanayisininde hammaddesini oluşturur.
• Türkiye nin arpa üretimi ülke ihtiyacını karşılamaktadır.
• Yıllık üretimin yarısından fazlası iç Anadolu bölgesine aittir. Güneydoğu ve ege bölgeleri bu bölgeyi izler.
Mısır :
• Sıcak ve nemli iklim bölgelerinin bitkisidir. Düzenli yağış rejimine sahip bölgelerde doğal olarak, yağışların düzensiz olduğu bölgelerde ise sulama ile yetiştirilen bir üründür.
• Bu nedenle Karadeniz bölgesinde doğal olarak yetiştirilir. Ancak son yıllarda yem ve yağ sanayisinde mısır kullanımının artması ile Akdeniz bölgesindeki üretim Karadenize geçmiştir.
Çeltik (pirinç) :
• Ülkemizde daha çok akarsu boylarında ve alüvyal ovalarında ekilir. Çeltik en fazla Akdeniz, Karadeniz ve Marmara bölgesinde yetiştirilir.
• Çeltik ekim alanları durgun su yüzeyleri oluşturduğu için sıtma hastalığına neden olan sivri sineklerin üremesi için el verişli ortamlardır.
• Meriç deltası, Çarşamba ve Bafra delta ovaları Çukurova ile amik ovası önemli ekim alanlarıdır.
Yulaf :
• Sıcak ve kurak iklim şartlarında yetiştirilir. En fazla iç Anadolu bölgesinde yetiştirilir.
• Daha çok hayvan yemi olarak kullanılan yulaf son yıllarda son yıllarda diyet besin maddesi yapımında kullanılır.
Çavdar :
• Olumsuz iklim şartlarına en dayanıklı tahıl ürünüdür. Türkiye de iç Anadolu ve doğu Anadolu da üretimi yapılır.
• Hayvan yemi ve besin maddesi olarak kullanılır.
b) Endüstri Bitkileri :
 Bunlar pamuk, tütün, şeker pancarı ve çaydır.
Pamuk :
• Sıcak iklimli yerlerde ve verimli alüvyal topraklarda yetişir. Yetişme döneminde bol su, olgunlaşma döneminde ise sıcak ve kurak bir havaya ihtiyaç vardır.
• Pamuk birkisinin meyvesine koza denir. Kozanın dış kısmında bulunan lifler fabrika ve atölyelerde ince iplik haline getirilir. Çekirdeği ise margarin ve sıvı yağ endüstrisinin en önemli hammaddelerinden biridir.
• Pamuk üretiminde güneydoğu Anadolu bölgesi son yılarda birinciliği elde etmiştir.
• Ege ve Akdeniz bölgeleri ile güney Marmara önemli üretim alanlarıdır.
Tütün :
• Tütün yetişme döneminde bol su, olgunlaşma döneminde ise yüksek sıcaklık ister.
• Ekimi devlet kontrolünde yapılır. Türkiyedeki başlıca ekim alanları; ege Karadeniz ve Marmara bölgesidir.
• En kaliteli tütünler ege bölgesinde olup burada üretilen tütün ülke üretiminin yarısından fazlasını oluşturur.
• Üretilen tütünün büyük bir kısmı Avrupa ülkelerine ve ABD olmak üzere bir çok ülkeye ihraç edilir.

TÜRKİYE EKONOMİKCOĞRAFYASI-1

TÜRKİYE EKONOMİKCOĞRAFYASI-1

• Tarım, hayvancılık, sanayi, ticaret, ormancılık madencilik, ulaşım, turizm gibi bu faaliyetlere ekonomi denir.
• Türkiyede yer alan ekonomik faaliyetlerin dağılışı:
 Türkiyenin coğrafi konumu
 Türkiyenin yer yüzü şekilleri
 Türkiyede görülen iklim özellikleri
 Türkiyede nufus ve yerleşme
1) Türkiye nin coğrafi dağılımı :
• Türkiyenin kuzey yarım kürenin orta kuşağında yer alması ve üç tarafının denizlerle çevrili olması, çeşitli iklimlerin görülmesine neden olmuş dolayısı ile bitki ve tarım ürünlerinin çeşidinin fazla olmasını sağlamıştır.
• Buda türkiyede tarım ticaret ve sanayinin gelişmesini sağlamıştır.
• İstanbul Çanakkale boğazları gibi önemli yerlere sahip olması ülke ticaretini canlandırarak ekonomiye önemli katkılar sağlar.
2) Türkiye nin yer yüzü şekilleri :
• Türkiye yer şekilleri içerisinde en fazla yer kaplayan dağlar tarım alanlarını azaltarak ve iklim koşullarını değiştirerek ekonomi üzerinde etkili olur.
3) Türkiye de görülen iklim özellikleri :
• Türkiye de matematik ve özel konumlardan dolayı iklimin çeşitlilik göstermesi tarım ürünlerini ve bitki örtüsünü de çeşitlendirmiştir. Örneğin doğu Karadenizin bol yağışlı ikliminde fındık ve çay eğe ve Akdeniz in kışları ılıman iklimde, muz, turunçgiller, zeytin gibi ürünler yetiştirilmektedir.
• İklim Türkiye ekonomisi üzerinde başka bir etkiside turizm yönündedir. Farklı bölgelerde değişik turizm etkileri yapılabilmektedir. Örneğin aynı zamada antalyada turistler denize girebilir ve Erzurum palan dökendende kayak yapabilirler.
4) Türkiye de nüfus ve yerleşme :
• Türkiye 70 milyonu geçen nüfusu ile iş gücü potansiyeli yüksek olan bir ülkedir.
• Fakat nüfusun hızlı artışı ve genç nufusa yeterli istihdam sağlanamaması genç nüfusun oluşturacağı üretim artışını olumsuz etkilemektedir. Bu iş gücü potansiyelini kaybetmeden onları üretkenliğe yöneltmek ülke ekonomisi için çok önemlidir.
Tarım :
• insanların toprağı ekip biçme topraktan ürün elde etme faaliyetleridir.
• Türkiyede ve dünyada insanların çoğu geçimini tarımdan sağlar.
• Tarım ayrıca insanların temel besin maddelerini sağladığı için öncelikle bir ekonomik uğraştır.
Tarımda verimi etkileyen faktörler :
1) Sulama :
• Türkiye de tarımı etkileyen en önemli faktördür. Türkiyenin büyük bir bölümü kurak ve yarı kurak iklimlerin etkisi altında bulunduğundan bil hassa yaz döneminde su ihtiyacı çok artmaktadır.
• Türkiye de sulama yaygınlaştırılırsa ;
• Tarım iklime bağlılıktan kurtulur.
• Nadas tarımı uygulaması sona erer.
• Tarım alanları her yıl kullanıla bilir hale gelir ve yılda birden fazla ürün alınabilir.
• Üretim artışı ve sürekliliği sağlanır. Çiftçinin geliri artar ve göç azalır. Tarımım milli gelir ve ihracattaki payı artar.
2) gübreleme :
• Türkiye de sulama sorunu çözüldüğü taktirde , tarımda verimi artırma açısından yapılması gereken en önemli faktör gübrelemedir. Gübreleme ile toprağın mineral takviyesi yapılarak verimi artırılmaya çalışılır.
3) tohum ıslahı :
• tarımsal üretimden yüksek verim edilmesinde kaliteli tohum kullanılması çok önemlidir. Türkiyede son yıllarda buğday, pamuk, ayçiçeği gibi tarım ürünlerinde kaliteli ürün kullanılarak üretimde büyük artışlar sağlanmıştır.
• Tohumun bir kısmı devlet devlet üretme çiftliklerinden, bir kısmı ise yurt dışındandan ithal edilmek sureti ile karşılanır.
4) zirai mücadele :
• haşareler ve yabancı otların tarım alanlarındaki verim artışını olumsuz yönde etkilemesi önlenir. Bu tür zararlar tarım verimini %30-50 kadar düşürmektedir.
5) makineleşme:
• ülkemizde 1950 li yıllardan sonra tarımda makineleşmeye geçilmiştir. Ülkemizde tarım alanlarının bir kısmı eğimli ve engebeli olması, miras yolu ile bölünmesi ve kırsal işgücünün daha ekonomik olması nedeni ile tarımdan tamamen makineleşmeye geçilmemiştir.
• Tarım alanlarında makine kullanımındaki artış ile;
 Tarımsal verim ve üretim artmıştır.
 Çayır ve mera alanları tarıma açıldığından mera hayvancılığını olumsuz yönde etkilemiştir.
 Kırsal kesimde tarımsal iş gücü ihtiyacı azaldığından kentlere göç artmıştır.

motive olamıyom diyenlere


Motivasyon günümüzde birçok insanın ortak sorunu. Özellikle anne babalar ve eğitimciler, çocuklarını motive edemediklerinden, çocuklar da derslerde başarılı olamamaktan şikâyetçi. Durum böyle olunca çocuklarla yetişkinler arasında iletişim sorunları yaşanmaya başlıyor. Çocuklar ise bir türlü motive olamadıkları için istedikleri başarıyı gösteremiyor. Ebeveynlerinden ve öğretmenlerinden çoğu zaman olumsuz mesajlar alıyorlar.
Peki, o halde ne yapmalı? Herkesin şikayet ettiği motivasyon sorunu nasıl çözülür? Öncelikle sorunun kaynağına inmek gerekir. Yani sorunu kimler yaşıyor? Tabii ki çocuklarımız. O zaman çocuklarımız yani öğrenciler ne yapmalı ki büyük bir istekle çalışmaya başlasınlar. Şimdi de bu soruya cevap verelim.

Motivasyonu, bir işi yapmak için bireyin içinde duyduğu güçlü bir istek olarak tanımlıyoruz. Yani istek ne kadar güçlü ise o kadar motive olunmuş demektir. Örneğin, “sinemaya gitmek” için güçlü bir isteğiniz varsa mutlaka uygun bir zaman aralığı bulup gidersiniz. Aslında hayatımızdaki bütün işler için de durum böyle değil midir? Yani birinci adım, “istemek”tir. Bir Fransız atasözü: “Bir atı suya (ben terbiyesizim)ürebilirsiniz; ama ona zorla su içiremezsiniz.” der. Biz de ise bunun karşılığı “Zorla güzellik olmaz.”

İkinci adım ise, uzak ve yakın hedeflerin ne olduğunu belirlemektir. Şu da unutulmamalı ki uzak hedeflere ulaşmak, yakın hedeflerin gerçekleşmesine bağlıdır. Yani ders çalışmak, diploma almak, başarılı olmak, kariyer yapmak gibi bir sıralama çıkıyor karşımıza. Bu denklemde yakın hedef ders çalışmak, uzak hedef ise kariyer yapmak veya başarılı olmaktır.

Üçüncü adım, “başlamak”tır. En büyük sorunlardan birisidir ders çalışmaya başlamak. Çeşitli etkenler, çoğu zaman engel olur bize. Bazen televizyon, bazen bilgisayar veya internet, bazen arkadaşlarımız ve dostlarımızdır. Aslında asıl engel biziz; engel, kendimizi çalışmaya ve başarılı olmaya ikna edememiş olmamızdır. Uzak hedefimize yeterince kilitlenmeyişimiz ve bunun sonucunda da yakın hedefimize asılmayışımızdır.

“Ders çalışmaya başlayamamak” sorununu yakın hedefi küçülterek giderebiliriz. Örneğin, ÖSS veya OKS gibi milyonlarca öğrencinin hazırlandığı bir sınava hazırlanıyorsak ve günlük belirli süre ders çalışmamız ve soru çözmemiz gerekiyorsa hemen yapmamız gerekenleri küçük parçalara ayırmalıyız. Büyük lokmaları yutmaya çalıştığımızda sorunlar yaşadığımız gibi, ara vermeden ve bizi çokça yoracak bir tempoda çalışmak öğrendiklerimizi hazmedememe sorunu yaşatır bize. Yediklerimizden tat almak için küçük lokmalar halinde ve tane tane yememiz gerektiği gibi, çalıştığımız konuları öğrenmemiz içinde konuları parçaları ayırmalıyız.

“Başlayamamak” sorununu gidermek diğer çözüm yolu da ders çalışmaya hemen başlamaktır. Yani şartlar ne olursa olsun hemencecik başlayalım. Gerekirse sonra mola verebiliriz. Unutmayın, “erken kalkan yol alır.”

Dördüncü adım da “beklememek”tir. Yani hemen yola koyulmaktır. Motive olamayanların çoğu kendilerine ilham gelmesini bekler. Bu kişiler “Bir ilham gelsin de o zaman aslanlar gibi çalışırım” der. Oysa ki ilham sanatçılara, yazarlara, şairlere ve ressamlara gelir. Onlara da her zaman gelmez “ilham” denilen sihirli değnek. İstenilen, sevilen, arzu edilen şeyler için ilham usulca ve sessizce gelir. Televizyonda güzel bir program, tam donanımlı bir bilgisayar, hemen dünyaya açılabileceğimiz bir internet ve cep telefonumuz kadar bize yakın ve mesajlarıyla sürekli yanımızda hissettiğimiz arkadaşlarımız olduğu sürece ilham yanımıza uğramaz olur.

Bu nedenlerle başarı denklemi öğrencilerin düşündüğü: “Ders çalışma isteğinin uyanması ¢ Ders çalışmaya başlamak ve sürdürmek ¢ Başarı” gibi değildir. Bu denklemde küçük bir yer değişikliği yapmamız gerekir. Yani başarılı olmak için: “Ders çalışmaya başlamak ve sürdürmek ¢ Çalışma isteğinin uyanması ¢ Başarı” şeklinde bir denklem oluşturmalı.

Bu denklemin çalışması için ders çalışmaya başarılı olunan ve sevilen dersle başlamalı. Böylece sıkılıp çalışma odasını terk etmek gibi bir sorunla karşılaşma ihtimali azalır.

Beşinci adımda ise “hayır” demeyi bilmektir. Her şeyden önce kendimize hayır demeliyiz. Yani tembelliğimize ve bizi tembelliğe iten, çalışmaktan alı koyan, dostlarımız gibi görünün ama bizi başarıdan ve öğrenmeden uzaklaştıran yersiz arkadaş davetlerine, zamansız televizyon programlarına, saatlerimizi alan bilgisayarımıza “hayır” demeyi öğrenmeliyiz. Bunlarla ders konusunda tercih yapmalıyız. Bu tercihlerimizde önceliğimiz derslerimiz olmalı. Yani kendimize temel bir başarı ilkesi belirlemeyiz. Önce ders, sonra televizyon gibi.

Başarılı olmak çalışmayı sevmekle mümkündür. Çalışmayı sevmek içinde başarılı olmayı gerçekten ve yürekten istemek gerekir. Yaşadıklarımıza yer yer geri dönüp baktığımızda “keşkeler” yerine “iyi ki yaptımlar” olsun istiyorsak sevdiklerimize ve kendimize karşı sorumluluklarımızı zamanında ve yapılması gerektiği gibi yapmamız gerekir.

Unutmayın, motivasyonsuzluk problemini oluşturan biziz, bunu çözmek için sihirli bir değneğe ihtiyacımız yok. Öncelikle bunu sorun olarak kabul etmemiz ve kurtulmak için niyetlenmemiz gerekir. Sonrasında ise yukarıda sıraladığımız adımları sırasıyla uygulamak kalıyor.

Sevgiyle kalın

Verimli Ders Çalışma Programı alıntıdır

Verimli Ders Çalışma Programı ÇALIŞMAYA BAŞLAMAK
“Çalışma Ortamına İlişkin Düzenlemeler”
Amaç: Bu bölümde ders başında geçirmeyi planladığınız zamandan en iyi biçimde yararlanmayı sağlamak için çalışma odasının ve ma­sasının organize edilmesi, çalışmayı kolaylaştıracak çevre şartları ve çalışmaya başlayamama sebepleri anlatılacaktır.

SORULAR
Bu bölümü okuduktan sonra şu soruların cevaplarını verebileceksiniz:

1) Çalışma masası çalışma davranışını hangi yönlerden etkiler?

2) Çalışma odasının duvarlarında posterlerin bulunması dikkati dağıtır mı?

3) Çalışma odası olmayanların, çalışma köşeleri nasıl düzenlenmelidir?

4) Çalışma masasında “sadece çalışmak” nasıl bir sonuç verir?

5) Çalışmak için gerekli her türlü malzemenin el altında bulundurulması­nın yararı nedir?



Çalışmak için oturan bir insanın dikkatini dağıtan faktörler ya çevreden gelir veya kişinin kendi zihninden kaynaklanır. Bu sebep­le çalışma ortamının belirli özelliklere sahip olması öğrenmeyi ko­laylaştırır ve çalışmak için ayrılan zamandan en üst düzeyde yarar sağlanmasına imkan verir.

Her ne kadar herkese tam anlamıyla uyan bir çalışma ortamı mo­deli ortaya konamazsa da, çalışma odasının döşenme biçiminin ve içindeki eşyaların ilgi ve dikkati etkilediği bilinir: Aynı şekilde ses, başka insanların varlığı, radyo, televizyon ve el altında gazetelerin bulunmasının çalışmayı engellediği araştırmalarla ortaya konmuştur.





Çalışma Odası ve Masası

• Eğer mümkünse çalışma odası özel olarak döşenmelidir. Çalışma masası camın

hemen yanında olmamalı, böylece çalışan kişinin yazın sıcaktan, kışın soğuktan etkilenmesi önlenmelidir.

• Gün ışığı tercihen karşıdan gelmeli, böylece çalışan kişinin göl­gesi çalışma

malzemesinin üstüne düşmemelidir.

• Çalışma odası iyi havalanmalıdır. Çünkü havadaki oksijenin azalması, gerginliğe yol

açar ve bu durum da baş ağrısı gibi öğ­renmeyi güçleştiren birçok etkinin doğmasına sebep olur.





Sandalye

• Bazı insanların çalışmaktan özellikle hoşlandıkları bir masaları ve sandalyeleri veya

koltukları vardır. Sandalye veya koltuğun çok rahat olmaması daha yerindedir. Sandalye, çalışma odası için kol­tuktan daha uygun bir eşyadır. Çünkü koltuk fazla gevşemeye yol açarak öğrenmeyi güçleştirebilir. Sandalye seçiminde standart öl­çülerin dışına çıkılabilir ve uygun yükseklik öğrencinin boyuna göre ayarlanabilir. Bu özellikle ilkokul çocukları için önem taşır.



Sessizlik

• Çalışma odası sessiz olmalıdır. Gençler arasında yaygın tutum, “ders çalışırken müzik

dinlemek”tir. Kendilerine sorulduğunda müzik dinlemelerinin çalışmalarına engel olmadığını, tam tersine daha kolay öğrendiklerini söylemektedirler. (Bu konuya Zihnin Dağılmasını Önlemek bölümünde değinilmiştir.)



Posterler

• Öğrenciye ait oda, onun egemenlik alanıdır. Oraya kimsenin ka­rışmaması, çocuğun

veya gencin bu odada bağımsızlığını rahat rahat yaşaması yerindedir. Bunun için de genç odasını istediği gi­bi düzenler, duvarlara istediği resim, afiş ve posterleri yapıştırır. Bu onun en doğal hakkıdır. Ancak bu durumun doğurduğu en önemli sakınca aynı ortamda ders çalışırken ortaya çıkmaktadır. Çünkü özellikle duvarlara asılı olan poster, afiş, resim gibi gencin zevkini, özlemlerini ve iç dünyasını yansıtan ögeler öğrenci kafa­sını kaldırdığı anda onu alıp hayal dünyasına götürür, dersten kop­masına sebep olur ve değerli zamanının ziyan olmasına yol açar.

Bu sebeple ders çalışılan ortamın, insana mümkün olduğu ka­dar az çağrışım yaptı-

racak şekilde düzenlenmesinde yarar vardır.

Bunun için de, gencin egemenlik alanı içindeki düzenlenmeyi kendisinin gönüllü

olarak yapması, yoğun çalışma dönemi geride kaldıktan sonra poster ve afişlerini dilediği gibi sergilemesi ya­rarlıdır.



Çalışma Köşesi

· · Herkes bağımsız bir çalışma odasına sahip olacak kadar şanslı ol­mayabilir. 0 zaman da

bir çalışma köşesi düzenlemek çok yerin­dedir. Çalışma köşesinin sahip olması gereken sıcaklık, ses, ışık gibi özellikler daha önce belirtilmişti. Burada üzerinde durulacak olan bir çalışma köşesinin sahip olması gereken asgari nitelikler­dir.

· · Bir çalışma köşesi en az üzerinde yazı yazılabilecek bir masa ve yanında çalışma

sırasında el altında bulunması gerekli olan kitap­ların, notların, kağıtların, kalemlerin vb. malzemenin konabilece­ği bir ilave alandan oluşur.

· · Bu konuda en önemli nokta çalışma köşesinde — daha farklı işler­de de kullanılıyorsa —

çalışmaya başlarken mutlaka temel bir de­ğişiklik yapılması gereğidir. Örneğin yemek masası çalışma ma­sası olarak kullanılıyorsa, mutlaka örtüsü değiştirilmelidir. Müm­künse masanın yeri de değiştirilebilir ve üzerine bir çiçek koyula­bilir; masanın örtüsünün değişmesiyle beraber bir de lamba ek­lenmesi de masanın artık farklı bir amaçla kullanılacağı konusun­da “uyarıcı” rolü oynar.



Çalışma Masası Sadece Çalışmak İçindir

· · Çalışmayı, çalışma için ayrılmış alanın dışına kaydırmamak ya­rarlıdır. Bir başka odada

çalışmak, koltuğa geçerek “tekrar yap­mak” yerine, bütün bu faaliyetleri çalışma masasında ve sandalye üzerinde yapmakta yarar vardır.

· · Eğer çalışma sırasında dikkatiniz dağılır, hayale dalarsanız yapı­lacak şey derhal

çalışma masasını terk etmektir.

· · Çalışma ortamına ait düzenlemelerin can alıcı noktası, belirli bir çalışma alanı ile

çalışma davranışı arasında şartlı refleks türün­den bir ilişki kurmaktır.

Genç bir insan hayal de kurar, çalışırken yorulur ve uykuya da dalar. Ancak bunları yatak, koltuk gibi ait oldukları yerlerde yap­mak, sonra da tekrar çalışma ortamına dönmek, daha sonraki uy­gulamalarda çalışmak için ayrılan zamandan en iyi biçimde yararlanmayı mümkün kılar. Çünkü böyle bir alışkanlık kazanıldığı takdirde çalışma ortamına dönmek kendiliğinden çalışma davra­nışını başlatır. Bu durumda çalışma masasına oturmak, çalışmaya başlamak için “uyarıcı” görevi görür ve çalışmayı başlatır.

· · Çalışma masasının her çalışmadan sonra düzenlenmesi, bir son­raki çalışmaya

başlamayı kolaylaştırır. Dağınık bir masada çalış­maya başlamak zordur ve çalışma için ayrılmış değerli zamanın bir önceki çalışmadan kalan malzemeyle ilgili gereksiz ayrıntıla­ra harcanmasına yol açar.

· · Çalışmaya başlamadan önce, çalışma sırasında gerekecek her türlü malzemenin el

altında bulundurulması son derece yararlıdır. Böylece çalışma başladıktan sonra ders başından kalkmayı ge­rektirecek kopmalar önlenmiş olur. Çalışmayı bıraktıktan sonra aynı noktadan çalışmaya başlamak mümkün değildir. Mutlaka zihnin uyumu için bir süreye ihtiyaç vardır. Bu sebeple kopmala­rı önleyecek tedbirleri önceden almak verimi yükseltir



ÖZET

• Çalışma odası mümkün olduğu kadar fazla sıcak veya soğuk olmamalı, iyi

havalandırılmalı ve sessiz olmalıdır.

• Çalışma masası ve yüksekliği kişinin boyuna göre ayarlanmalıdır.

• Ders çalışırken müzik dinlemek dikkati dağıtır.

• Ders çalışma ortamındaki poster, afiş ve resimler de dikkatin dağılma­sına, öğrencinin

hayal dünyasına kaymasına yardımcı olur.

• Çalışma köşesi en az yazı yazılacak bir masa ve çalışma için el altında bulunması

gerekenleri koyabilecek ilave bir üniteden oluşur.

• Çalışma masasını, çalışma faaliyeti dışında işler için kullanmamak; ha­yal kurmak,

mektup yazmak, yemek yemek gibi her türlü faaliyeti ait ol­dukları yerde yapmak gerekir.

• Yemek masası çalışma masası olarak kullanılıyorsa, hiç olmazsa örtü­sünü değiştirerek,

üzerine bir lamba ekleyerek yeni amacına hazır et­mek yerinde olur.

• Belirli bir çalışma alanı ile çalışma davranışı arasında şartlı refleks tü­ründen ilişki

kurabilmek büyük önem taşır. Böylece çalışma masasına oturmak, çalışmaya başlamak

için “uyarıcı” rolü oynar ve çalışmayı başlatır.

• Çalışmaya başlamadan önce çalışma sırasında gerekli olacak bütün malzemenin el

altında bulunması, dikkatte kopmalara yol açacak kesin­tileri Önlemek açısından yararlıdır.



ÇALIŞMAYI SÜRDÜRMEK

“Zihnin Dağılmasını Önlemek”



Amaç: Bu bölümde, çalışmaya başladıktan sonra çalışmayı sürdür­meyi engelleyen zihin dağılmasının içten ve dıştan kaynaklanan se­bepleri anlatılmış ve bunlarla başa çıkacak yollar önerilmiştir.

SORULAR

Bu bölümü okuduktan sonra şu soruların cevaplarını verebileceksiniz:

1) Zihnin dağılmasına yol açan sebepler nelerdir?

2) Zihnin dağılmasına yol açan ve içten kaynaklanan sebeplerle nasıl mü­cadele edilir?

3) Zihnin dağılmasına yol açan ve dıştan kaynaklanan sebepler nelerdir?

4) Yatarak çalışmak, müzik dinleyerek çalışmak, çalışma verimini nasıl etkiler?

5) 5) Televizyonun ve telefonun çalışmayı engellememesi için neler yapmak gerekir?



Dikkatin dağılması sebebiyle çalışma veriminin düşmesi; hem ders başında geçen sürenin uzamasına hem de zevk veren etkinlik­lere daha az zaman ayırmaya yol açar. Diğer taraftan başarının düş­mesi ve zevk veren etkinliklere zaman ayıramamak okuldan ve eği­timden uzaklaşmaya sebep olur.

Zihnin dağılmasına yol açan sebepler içten ve dıştan kaynakla­nabilir.



ZİHNİN DAĞILMASINA YOL AÇAN İÇ SEBEPLER

Zihnin dağılmasına yol açan iç sebepler;

• Hayal kurmak ve

• Endişelere kapılmaktır.

Hayal kurmak çalışmaya başlayan bir öğrencinin çalışmasını en­gelleyen ve en sık karşılaşılan durumdur.

Çalışmaya başladığınızda hayalleriniz sizi içine alıyor ve çalış­manızı engelliyorsa size iki farklı yol önereceğiz;

• Birincisi böyle bir durumla karşılaştığınızda kurmak istediğiniz hayali kendinize bir ödül

olarak verin. “Bu ders çalışma seansı­mı tamamladığım zaman, 10 dk. hayal kuracağım”

deyin. Eğer iç disiplini kuvvetli bir öğrenciyseniz, çalışma motivasyonunuz artacaktır. Bu

takdirde seansın sonunda kendinize tak ettiğiniz ödülünüzü zevkle verin ve hayalinizi

zevkle kurun.

• Ders çalışırken hayale dalarsanız ve bunu kendinize ödül olarak verecek şekilde erteleyemiyorsanız, ikinci önerimiz kurduğunuz hayale devam etmeniz ve bitirmenizdir. Hayalinizi bitirip doyu­ma ulaşın ve tekrar dersinize dönün. Bu hayallerin geri gelmesi­ni önlemenin bir yoludur. Hayallerinizi birdenbire keserseniz, bir süre sonra onları düşünmeye başlamanız kaçınılmazdır. Bir­çok kişi hayal kurma isteği ve hayal kurmanın pişmanlık arasın­daki ikilemden kendini kurtaramaz ve verimli çalışamaz. Siz öy­le yapmayın. Hayalinizi tamamlayın ve dersinize dönün.

Bazı öğrenciler hayallerini sürdürdükleri ve hayallerine gö­müldükleri zaman, bundan çıkamadıklarını ve dolayısıyla derse dönemediklerini söylemektedirler. Böyle durumlar için önerece­ğimiz yol şudur:

• Beş-on dakika gibi makul bir süre sonra derse dönemediğinizi fark ederseniz,

yeniden kalkın yürüyün, hafif fizik egzersiz hare­ketleri yapın, kendinizi, zihninizi ve

havanızı değiştirin.



ENDİŞELER

Zihnin dağılmasına yol açan bir başka sebep endişelerdir. “Bu sınavda başarılı

olabilecek miyim?”

“Ya başaramazsam, annemin-babamın yüzüne nasıl bakaca­ğım?”

“Arkadaşlarım benden çok çalıştı, ben tam hazırlanamadım...”

“Bu iş olmayacak galiba...”

“Çalışacak bunca konu var, hiç zaman kalmadı. Mahvoldum, ha­pı yuttum”

Bunlar ve buna benzer düşünceler önemli bir sınava hazırlanan her öğrencinin zihnini meşgul eder. Bu tür endişelerle başa çıkma yolları dördüncü bölümde çeşitli yönleriyle ele alınıp incelenmekte ve çok yönlü başa çıkma yolları anlatılmaktadır.

Ancak bu noktada basite indirgenmiş bir formül olarak kendi kendinize şu soruları sormanızı öneririz:

“Bu düşünceler benim çalışmamı kolaylaştırıyor mu?”

“Bu düşünceler amacıma hizmet ediyor mu?”



“Bu düşünceler bana yardımcı oluyor mu?”

Bu sorulara verilecek cevap “Hayır” olduğuna göre, yapılacak olan bu düşüncelerden uzaklaşıp çalışmaya yönelmektir.



YATILI OKULLARDA EĞİTİM BAŞARISI

DAHA YÜKSEKTİR

Yatılı okullarda başarı oranı gündüzlü okullardan daha yüksektir.

Bunun üç sebebi vardır:

• Düzenli ve programlı çalışma saatleri.

• Etüd odalarının zihnin dağılmasına sebep olacak ve çalışmayı engelleyecek

uyaranlardan arındırılmış olması.

• Sabah etüdleriyle sağlanan tekrar imkanı.

Okulda başarıyı yükseltmek için yapılacak olanların başında kendi çalışma şartlarınızı, yatılı okulların çalışma şartlarına yaklaş­tırmak gelir. Bu konuda atılacak birinci adım çalışma odanızı zih­nin dağılmasına sebep olacak ve çalışmayı engelleyecek uyaranlar­dan arındırmaktır.

Nedir bunlar?

POSTERLER

• Zihnin dağılmasına yol açarak ders çalışmayı engelleyen dış se­beplerin başında

posterler gelir.

Bir erkek öğrenci düşünün. Odasında sevdiği takımın posteri asılı. Bu öğrencinin o postere bakıp, takımının bir önceki hafta yaptığı maçı, bir sonraki hafta yapacağı maçı düşünmemesi mümkün müdür? Aynı şekilde takımının puan cetvelindeki yeri­ni düşünmemesi, boşu boşuna kaçırdığı puanlar olmasa, şu anda çok daha iyi bir yerde olacağını düşünmemesi mümkün müdür?

Bu konuda bilgilendirdiğimiz gençlerin büyük çoğunluğu, bir haftalık uygulamadan sonra bize izlenimlerini bildirdiklerinde, bu görüşe katıldıklarını söylemişlerdir.

ÖĞRENMENİN ÖNŞARTLARI

Öğrenmenin ön şartlarını bir kere daha tekrarlayalım.

• Uyanıklık ve dikkat

• Motivasyon

• Aktif katılım

• Geri bildirim (mümkün olan en kısa zamanda sonuçlardan haberdar olmak)

YATARAK ÇALIŞMAK

• Zihnin dağılmasına yol açan faktörlerden bir tanesi de yatarak ders çalışmaktır. Ne

kadar iyi niyetle olursa olsun, “ders kitabını eline alıp şöyle uzanarak” çalışmak istemenin

doğurduğu bir tek sonuç vardır. Uykuya dalmak veya çalışamayacak kadar gevşe­mek. Çünkü:

Uyku ve uyumaktan sorumlu anatomik yapılar beyin sapın­dadır. Kas geriliminin belirli bir düzeyde olması ve kaslardan bu yapılara mesajların gitmesi uyanıklığı sağlar. Eğer kas gerimi belirli bir düzeyin altına düşerse, beyin sapma gönderilen mesaj­lar bu defa uykuyu başlatan maddelerin salgılanmasına yol açar. Böylece öğrenmek için gerekli dikkatin ön şartı olan “uyanıklık” bozulmuş olur.

• Ders çalışmak için en uygun durum, çok yumuşak olmayan bir sandalyede dik olarak

oturmak ve kolları bir masa veya sıraya yaslamaktır.

• Yatarak ders çalışmak gibi, kaykılarak, sıranın üzerine uzanarak ders dinlemek de

öğrenmeyi engelleyecek düzeyde gevşemeye yol açar.

MUZİK DİNLEYEREK ÇALIŞMAK

• Yapılan araştırmalar göstermektedir ki, insan beyni aynı anda birçok uyaranı alabilir

ancak dikkatini bir tek noktaya odaklaya­bilir. Bir başka ifadeyle, öğrenmek için gerekli olan

düzeyde dikkat ancak bir tek noktada toplanabilir. Bu sebeple insanın hem müzik dinleyip,

hem de ders çalışması mümkün değildir. İnsan ya müzik dinler ya ders çalışır.

Ders çalışmaya çalışırken müzik dinlemek, zevkle müzik din­lemenizi engeller. Gerçekte müzik dinlemek isteyip bu arada da “ders çalışmaya çalışmak,” müziğe ayırdığımız değerli vaktin zi­yan olmasına yol açar. Bunun tersi de doğrudur. Ders çalışmaya ayırdığınız vakit içinde müzik dinlemek isterseniz, derse ayırdı­ğınız değerli zamanı ziyan etmiş olursunuz.

Birçok öğrenci, “Ben çalışmaya koyulduğum zaman müziği duymuyorum” demektedir. Bu ifade yukarda anlatılanın doğru­luğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca kişi dinlemediği halde geri planda devam eden müzik gerginlik ve yorgunluk yaratır, çalış­ma veriminin düşmesine yol açar.

• Bu sebeple öğrencinin karar vermesi gerekir. Müzik mi dinle­mek istiyorum, ders mi

çalışmak istiyorum?

• Bizim önerimiz ders çalışırken müzik dinlememek, müziği bir ödül olarak kullanmaktır.

• Grafik veya harita çizerken veya rutin bir ödev hazırlarken mü­zik dinlemekte bir sakınca

yoktur.

TELEVİZYON

• Yukarda müzik için anlatılanların hepsi televizyon için de geçer­lidir. Hem ders çalışmak.

hem de arada bir televizyona kulak ka­bartmak mümkün değildir.

• Sınava hazırlanan öğrenciler arasında en çok zaman kaybına ne­yin sebep olduğunu

araştırdığında, listenin en başında rakipsiz olarak televizyon bulunduğunu görülmüştür.

Televizyonun düğmesine basıncaya veya televizyonun bulun­duğu odaya gidinceye kadar kontrol sizin elinizdedir. Televizyo­nun düğmesine bastığınız veya televizyonun açık bulunduğu odaya girdiğiniz andan itibaren kontrol sizin elinizden çıkar ve ekrandaki yakışıklı erkeğin, çekici ve güzel kadının, olayın akı­şındaki heyecanın kontrolüne girer.

• Bu sebeple sınavda başarılı olmak istiyorsanız, ders çalışmak için programladığınız

süre içinde televizyondan uzak durun. Te­levizyonda mutlaka seyretmek istediğiniz bir

program varsa, bu­nu günlük programınızın içine alın. Ancak hiçbir zaman televiz­yon ve

ders çalışmayı bir araya getirmeyin.

• Çalışma sırasında verdiğiniz aralar sırasında zamanınızı istedi­ğiniz gibi

değerlendirebilir, kendinize çeşitli ödüller verebilirsi­niz. Ancak yukarda anlatılan

sebeplerden ötürü 10 dakika için televizyon seyretmek hiçbir zaman bu ödüllerden biri

olmamalı­dır.

TELEFON

• Ders çalışmayı engelleyen dış sebeplerden biri de telefondur. Çalışırken aklına gelen

bir şeyi söylemek veya dersle ilgili bir soruyu yöneltmek için telefon başına gitmek çok sık

rastlanan bir durumdur.

• Ders çalışma seansınızı tamamlamadan hiçbir şekilde kimseyi aramayın. Ders için bir

şey soracak dahi olsanız bunu dinlenme aranıza erteleyin. Telefonla konuşmayı kendinize

ödül olarak koyun. Eğer bir arkadaşınız sizi ararsa, o takdirde ona kendisini dinlenme

aralığınızda arayacağınızı söyleyin.

• Biraz katı gibi gözükmesine rağmen bu yaklaşımın arkasındaki mantık şudur: Beni

günlük programımı uygulamaktan hiçbir se­bep alıkoyamaz. Günlük programımı uygulama

sorumluluğu ba­na aittir.

Ders çalışırken en sık karşılaşılan isteklerden ikisi de bir şey­ler yeme-içme ve gezinme isteğidir. Bu isteklerin hepsi aynı ih­tiyaçtan doğar. Oturmak veya çalışmaktan kaynaklanan iç ger­ginliğini hafifletmek. Oysa yiyerek-içerek ve gezinerek sağlanan rahatlık, daha sonra günlük programı uygulayamamaktan kay­naklanan rahatsızlık altında kaybolup gidecektir.

• Bu isteklerinizi erteleyin ve kendinize ödül olarak bunları verin.

• Çünkü ders çalışmanıza ara vermenize sebep olan her durum ve davranış çalışma

programınızı uygulama kararınızla çelişiyor ve çalışmanın engelliyor demektir.



HAYATINIZ KİMİN ELİNDE?

Çalışmaya başlamak ve sürdürmek konusunda temel faktörlerden bir tanesi kişinin hayatıyla ilgili sorumluluk ve kararları almak ko­nusundaki istekliliğidir.

Eğer hayatınızla ilgili sorumluluğu dış dünya ve olaylara bıra­kırsanız, çalışmanızı ve başarınızı her zaman engelleyecek birçok sebebiniz olacaktır.

Bir gün anneniz veya babanız size duymak istemediğiniz bir söz söylemiş olduğu için çalışmak istemeyeceksiniz, bir başka gün öğ­retmeninizle aranızda istenmeyen bir diyalog olduğu için çalışmaya isteksiz olacaksınız, bir başka gün canınız sıkkın olduğu için, bir diğer gün hava içinizi kararttığı için, bir başka gün arkadaşlar size

bir yere gitmeyi önerdiği için vb. vb.. Bu listeyi her gün için birden çok sebeple doldurmak mümkündür.

Eğer hayatınızla ilgili sorumluluğun bütünüyle size ait olduğunu kabul ederseniz, o takdirde yukarda sıralanan sebeplerin hiçbiri sizi günlük programınızı uygulamaktan alıkoyamaz.

Günlük programınızı engelleyecek sebepleri, aileden birinin cid­di ve ağır hastalığı, bir trafik kazası gibi çok istisna sayılacak du­rumlarla sınırlarsanız, her gün amacınıza doğru bir adım daha atma­nın rahatlığını yaşarsınız.



ÖZET

• Zihnin dağılması herkesin karşılaştığı bir durumdur ve buna yol açan sebepler içten ve

dıştan kaynaklanır.

• Zihnin dağılmasına yol açan iç sebepler hayal kurmak ve endişelere kapılmaktır.

• Hayal kurmaya başladığınızı fark ederseniz ya hayal kurmayı kendini­ze ödül olarak

vererek bunu dinlenme aralığınıza erteleyin veya hayali­nizi kurmaya devam edin ve

tamamlayınca derslerinize dönün.

• Hayalinizi bir türlü bitiremiyorsanız, kalkıp dolaşın veya hafif fizik eg­zersiz hareketleri

yapın.

• Zihninizi sınavla veya gelecekle ilgili endişeler kaplarsa “Bu düşünce­ler benim

çalışmamı kolaylaştıracak mı, bana yardımcı oluyor mu, amacıma hizmet ediyor mu?” diye

sorun. “Hayır” diye cevap verirse­niz, bunları bir yana bırakın ve çalışmaya koyulun.

• Zihnin dağılmasına yol açan dış sebepler odada asılı posterler, yata­rak çalışmak,

müzik dinlemek, televizyon, telefon konuşmaları, bir şeyler yemek-içmek ihtiyacı ve

gezinmektir.

• Ders çalışmanıza ara vermenize sebep olan her durum ve davranış ça­lışma

programınızı uygulamanızla çelişip çalışmanızı engelliyor ve ba­şarınızı tehdit ediyor

demektir.



DİNLEMEK VE NOT TUTMANIN ÖNEMİ

W. Shakespeare, IV. Henri adlı eserinde, “Dinlememek ve not al­mamak hastalığı yüzünden başım dertte” der. Shakespeare dönemi için doğru olan bugün için de geçerlidir.

İyi dinlemek ve not almak sadece eğitimin değil, hayat başarısı­nın da temel taşıdır. Neden iyi dinlemek zordur ve not almak bu ka­dar büyük önem taşır?



SİNİR SİSTEMİNİN ÖZELLİĞİ

İnsanın sinir sistemi dakikada 200-250 kelimelik bir konuşma hızı­nı anlama kapasitesine sahip olmasına rağmen, normal bir konuş­manın hızı dakikada 40-70 kelime arasındadır. Bu da insanın sinir sisteminin sahip olduğu kapasitenin ancak dörtte biri veya altıda bi­rini kullandığını gösterir. Böylece insanın dinlemede olduğu her da­kika içinde kafası 1160-180 kelimelik bir süre boş kalır ve bu süre dikkatin dağılmasını son derece kolaylaştırarak adeta teşvik eder.

Kontrolün kişinin kendi elinde olduğu okuma, yazma ve düşün­me faaliyetlerinin aksine; dinleme başka bir insanın varlığını ve onunla karşılıklı etkileşimi içine alır. Kendilerini eğiterek dinleme becerilerini geliştiren kimseler, boş kalan zamanlarını konuşanın ne demek istediğini düşünerek, anlattıklarının arkasındaki anlamı kav­ramaya çalışarak ve not tutarak kullanırlar.









NOT TUTMANIN YARARLARI

Not almanın sağladığı iki büyük yarar vardır. Birincisi, not alma eğitimin temel şartı olan “aktif katılım”ı sağlar. Böylece uyanık kalmak, dikkati öğrenilen konuda yoğunlaştırmak mümkün olur. İkincisi, not alma ve alınan notları yeniden düzenleme, eğitimin en büyük düşmanı olan unutmayı önler. Yöntem bölümünde “Hafıza­nın Özellikleri” başlığı altında ayrıntılı olarak anlatıldığı gibi öğ­rendiğimiz malzemenin yaklaşık % 70’ini bir saat içinde, % 80’ini bir gün içinde unuturuz. Unutma eğrisini bizim avantajımıza çevi­recek en önemli girişim not tutmaktır. Tutulan notlar bir daha okun­masa bile ders dinlerken uyanıklığı sağladığı için yine de önem ta­şır.

İyi bir dinleyici olmanın temel kuralı iyi not tutmak, iyi not tutmanın yolu da iyi bir dinleyici olmaktır. Başka bir ifadeyle iyi not tutmak ve iyi bir dinleyici olmak el ele gider.

Başka bir şey yaparken veya düşünürken iyi dinlemek mümkün değildir. Ancak iyi dinlemenin ve not al­manın en önemli şartı insanın dinlemek için iyi bir sebebi olmasıdır.



İYİ BİR DİNLEYİCİ OLMAK İÇİN

Dinleme kısa süreli yoğunlaşmalar şeklinde olur. İnsan 30 saniye kadar bilinçli olarak dinler, sonra bir veya iki saniyelik bir kopuk­luk olur. Önemli olan, zorunlu olarak meydana gelen bu kopmalar­dan sonra tekrar konuya dönebilmedir.

Öğrenci eğer dersi sevmezse, dersi vereni sevmezse dikkati daha kolay dağılır. Bu durumlarda dikkati toplayamamak, sınıftaki bir ses veya diğer öğrencilerle ilgili bir ayrıntıya takılmak, dersten ve konudan uzaklaşmayı kolaylaştırır.

Bu sebeple ön sıraya oturmak, hazırlanmış olan ödevi veya bir önceki derste tutulmuş olan notları gözden geçirmek iyi bir başlan­gıç sayılabilir. Ancak iyi bir dinleyici olabilmek için daha çok şeye ihtiyaç vardır. İnsan iyi bir dinleyici olmayı kendi kendine öğrenir. Çünkü klasik eğitim sistemi hiçbir aşamasında bu beceriyi geliştire­cek sistemli bir girişimde bulunmaz.

İyi ders dinleme alışkanlığına sahip bir öğrenci derslere devam konusunda elinden geldiğince titiz davranır. Çünkü böyle bir öğren­ci sınıfta anlatılan dersi öğrenmenin en kolay ve biricik yolunun der­si dinlemek olduğunu bilir. İnsan kitabı istediği zaman okur, istediği zaman tekrar edebilir. Ancak okumak ve tekrarlamak ilave bir za­man, yeni bir düzenleme ve zevk alınan kişisel faaliyetlerden zaman verilmesini gerektirir. Oysa dersi derste öğrenebilmek için öğrenci­nin elinde tek bir fırsat vardır: Söyleneni iyi dinlemek ve not tutmak.

BÜTÜN DUYUMLARDAN YARARLANIN

Derste anlatılanları iyi anlamak ve not etmek için bütün duyumlar­dan faydalanmak öğrenciyi amacına yaklaştırır. Gözler tahtaya, öğ­retmene ve not defterine yönelir; kulaklar öğretmenin ağzından çı­kanlara odaklanır; el, dersin önemli noktalarını not eder; zihin bü­tün ders süresince durmadan çalışır, malzemeyi anlamlandırmaya ve anlatılanları sentez etmeye gayret eder. Kısacası bütün beden, sürekli olarak sınıfta ortaya konan fikirlerdeki her nüansı anlayabil­mek için çaba içinde olur. Derste anlatılan konuyla böylesine bü­tünleşen bir, öğrencinin dikkati de, tahmin edileceği gibi, kolay ko­lay dağılmaz.



İYİ NOT TUTMANIN ONŞARTLARI

İFİKAN yöntemiyle iyi not almanın sistematiği açık ve anlaşılır bir şekilde anlatılmaktadır. Ancak ön şartları burada belirtmekte yarar görüyoruz: İyi not almaya uygun bir malzemeyle sınıfa gelmek ve kısaltmalar kullanmak.

Derslere düzenli devam eden, iyi bir dinleyici olan ve not tutan bir öğrenci, muhtemel sınav sorularının neler olacağı konusunda son derece uyanıktır. Bazı öğretmenler derslerini tekdüze anlatırlar. Ancak birçok öğretmen ses tonunda veya vurgulamasında değişik­lik yaparak önemli fikir ve prensipleri ortaya koyar ve bunlar sınav sorularıdır. Dikkatli bir öğrenci için bu muhtemel sınav sorularını kestirmek hiç de zor değildir.

Öğretmenlerin verdikleri ipuçları, bu ipuçlarına karşı duyarlı öğ­renciler tarafından kolayca değerlendirilir. Zaten öğretmenler de bu ipuçlarını büyük çoğunlukla bu sebeple ve bu tür öğrenciler için ve­rirler.

Eğer bir öğrencinin bedeni ve zihni dersin her saniyesinde yukar­da anlatılan şekilde çalışırsa, ders malzemesini anlamlandırmaya, sentez etmeye ve özümlemeye gayret ederse, zaman o öğrenci için hızla geçer ve “sıkılmak” gibi bir duyguyu yaşamasına fırsat kalma­dan ders biter. Hepsinden önemlisi bu öğrenci o dersi çalışmak için, çok daha az zaman harcar ve zamanını daha keyifli ve kendisine zevk verecek ders dışı konularla ilgilenerek geçirme şansı artar.

Bazı öğrenciler derste not tutmak yerine, dersi teybe almayı ter­cih ederler. Ancak hemen belirtmeliyiz ki. derste not tutmak ile dersi teybe kaydetmek aynı şey değildir.

Bu konuyu buraya kadar dikkatle okuyan bir kişi, derste not tut­mak ile dersi teybe kaydetmenin neden aynı şey olmadığını kolayca tahmin edebilir. Not tutmak, derse aktif katılımı sağlayan, uyanıklı­ğı ve dikkati artıran, motivasyonu yükselten önemli bir faaliyettir. Dersi teybe kaydeden öğrenci, hiçbir zaman dersi not tutan bir öğ­renci kadar dikkatli dinleyemez. Ayrıca dersi teypten dinlemek zaman açısından hiç de ekonomik olmayan bir yoldur. Bütün bunlar­dan başka, öğretmenin tahtada veya projeksiyonda gösterdiği bir şe­yi teypten izlemek de mümkün değildir. En önemlisi, bir şeyi duy­duktan hemen sonra yazmak anlamayı ve malzemeyi akılda tutmayı kalaylaştırır.



“İKİNCİ DÜŞÜNCELER DAHA İYİDİR”

Euripides “ikinci düşünceler daha iyidir” demiştir. Bu, üzerinde dü­şünülen ve geliştirilen fikirlerin daha iyi olduğunu anlatmak için söylenmiştir. Aynı sebeple derste alınmış notların bir sonraki dersten önce yeniden yazılmasının birçok yararı vardır.

Notların yeniden yazılması, sınıfta anlatılan konunun yeniden düşünülmesine imkan verir ve böylece öğrenci ayrıntılar ile önemli noktaları birbirinden ayırma fırsatını bulur.

Notların yeniden yazılması mükemmel bir tekrardır ve böylece öğrenilecek malzemenin kısa süreli hafızadan uzun süreli hafızaya geçmesi için son derece önemli bir adım atılmış olur.

Notların yeniden yazılması sırasında çözülemeyen noktalar olur­sa, bunun uygun bir zamanda öğretmene sorulmasında büyük yararlar vardır. Bu tür bir geri-bildirim sadece öğretmenle aynı frekansta olmayı sağlamaz, aynı zamanda da öğretmene öğrencinin aktif bir şekilde dersle ilgilendiğini anlatır ve öğrenciyle ilgili görüşlerini olumlu yönde etkiler.

Notların yeniden yazılması hafızayı tazelediği için, yeniden ya­zılmış notları çalışmak çok kolay olur.



NOTLARIN TEMİZE ÇEKİLMESİ

Notların bir sonraki dersten önce değil de, uzun bir zaman aralığın­dan sonra, örneğin büyük sınavdan önce yazılması halinde, öğret­menin anlattığı birçok şeyin kopuk olduğu görülür. Böyle bir malze­meyi bir bütün haline getirmek çok zor olur. Oysa dersin verildiği gece veya bir sonraki dersten önce yazılarak tekrarlanmış malzeme, zihinde çok daha büyük bir tortu bırakır. Bu da eğitim ve başarı açı­sından çok önemli bir kazançtır. Eğitim konusunda en yaygın ta­nımlardan biri “insanın bütün öğrendiklerini unuttuktan sonra geriye kalan” olduğudur. Derste not tutulması ve tutulan notların bir sonraki dersten önce tekrar yazılması, geriye çok daha fazla şeyin kalmasına imkan sağlar. Birçok öğrenci derste not tutmanın yeterli olduğu bunları tekrar yazmanın zaman açısından kayba sebep ol­duğunu bunun ağır, sıkıcı ve gereksiz bir iş olduğunu düşünür. An­cak notları yeniden yazmak daha sonra çalışmaya kolaylık getirir. Böyle bir öğrenci sınava daha az çalışarak, daha güvenli ve kendi boş zaman etkinliklerine daha çok zaman ayırmış olarak girer.



ÖNEMLİ BİR ARAŞTIRMA



öğrenme konusunda yapılan bir araştırma, ortalama bir öğrencinin okuduğunun ancak yaklaşık % 20’sini hatırlayabildiğini ortaya koymuştur. Eğer malzeme önce okunur, sonra da dinlenirse hatırla­ma düzeyi yaklaşık % 40’a çıkmaktadır. Okuduktan sonra dinleni­len malzeme, aynı zamanda yazıldığı takdirde hatırlama oranı % 6O’a çıkmaktadır.

Eğer öğrenci okuma ödevlerini düzenli yapar, derslere düzenli olarak girer, dikkatle dinler ve not tutarsa, sınıfını geçmeyi garanti­ler. Notların yeniden yazılması ise başarıyı % 60 düzeyine çıkar­maktadır.

ÖZET

• insan sinir sisteminin özelliği gereği, dinlediğinden çok daha hızlı dü­şünür ve bu sebeple de dinlerken dikkati çok kolay dağılır.

• Not tutmak aktif katılımı sağlayarak dikkati sürdürmeyi sağlar ve unut­mayı ön ter.

• iyi bir dinleyici olmak için ön şart, ön sıralara oturmak, bir önceki dersin notlarını gözden geçirmek ve derslere düzenli olarak devam etmektir.

• Dersi derste öğrenmek, boş zaman etkinliklerine zaman ve imkan sağlar,

• İyi not tutmanın ön şartları, iyi not almaya uygun malzemeyle sınıfa gelmek ve kısaltmalar kullanmaktır.

• İyi not tutan öğrenci, sınavlarda çıkacak soruların neler olacağını önceden bilir.

• Notların yeniden yazılması zaman kaybı değildir. Bu işlem bilginin ha­fızada pekişmesi açısından yararlıdır ve unutmayı engeller.

• Okunanın %20’si, okunup sonra dinlenenin %40’ı; okunup, dinlendik­ten sonra yazılanın %60’ı hatırda kalır.





ETKİLİ TEKRAR İÇİN

Etkili bir tekrar için en önemli şart; zihni, tekrar yapılacak olan malzemeye bağlı tutabilmektir. Çünkü önemli bir sınavdan önce in­san zihni kolayca endişe ve kuruntulara kayma eğilimindedir. Böyle bir durum hem dikkati dağıtır, hem de çok değerli bir zaman dilimi­nin kaybına yol açar. Bunun için kendi kendinize yüksek sesle:

“Şimdi çalışma zamanı, endişelere ve kuruntulara yer yok” deyin. Bunu yüksek sesle söylemekten çekinmeyin.

Çalışmaya başladıktan kısa bir süre sonra yine zihninizi endişe­lerin işgal ettiğini, kuruntulara veya hayallere daldığınızı fark eder­siniz, çalışmayı durdurun ve oda içinde birkaç tur atın. Bu arada ağır ağır, sessiz ve derin bir nefes alın, kısa bir süre tutun ve yavaş yavaş boşaltırken “Bu sınavı başaracağım” deyin. Bu faaliyet biyokimyasal olarak öğrenmeyi zorlaş­tıran maddelerin azalmasına yol açacaktır.

Bundan sonra bir kağıda veya kartona, biraz önce içinizden tek­rarladığınız “BU SINAVI BAŞARACAĞIM” cümlesini büyük harfler­le yazın ve çalışma masanızın karşısına asın.

Tekrar yorulduğunuzu hissettiğiniz zaman büyük aralar vermek yerine, oda veya ev içinde kısa yürüyüşler yaparak, derin nefes ala­rak dinlenin ve sonra tekrar çalışma masanızın başına dönün. Tele­vizyon kesinlikle uzak durun.

Tekrar sırasında sadece esas noktalar ve ana faktörler üzerinde durun, ayrıntılar ve önem derecesi düşük noktalar üzerinde geçirecek zamanınızın olmadığını unutmayın. Böyle bir tekrarda zamanı­nızı özellikle notlarınızdaki temel fikirlerin ve muhtemel sınav so­rularının üzerinde durarak kullanın.

Böyle hızlı bir tekrarda bile ana fikri ve temel konulan çok kısa notlar halinde yazın. Zaman kaybına yol açacak biçimde yapılma­mak şartıyla, not almak ve yazmak hem zihnin dağılmasını önler, hem de sağladığı hareket imkanıyla endişeyi (birikmiş olan sinirsel enerjiyi) azaltarak rahatlamaya yol açar.



Eğer tekrarı notlarınız üzerinden değil de kitabınızdan yapıyorsanız, kitabın bütünü değil en önemli noktaları, ana fikri içeren bö­lümleri okuyun. Kitapta eğer özet varsa mutlaka gözden geçirin. Çok önem verdiğiniz bölümlerin dışında kalan yerlerde “hızlı oku­ma” tekniğini kullanın. Çünkü kelime kelime okumak büyük bir za­man kaybıdır ve çok kere daha iyi öğrenmek ve anlamak yönündeki ,amaca da hizmet etmez.

Eğer, fizik, kimya gibi fen bilimleri veya matematik gibi dersler­den, bir sınava hazırlanıyorsanız da yukarda yazılanlar geçerlidir. Önemli olan ilkeler, bu ilkelerin dayandığı temeller ve bu ilkelere dayandırılan faktörleri doğru kavramaktır. Bundan sonra bunlarla ilgili problemleri çözebilmek önem taşır. Daha sonra da yeterince egzersiz yapmak.



BEDENİNİZE ÖZEN GÖSTERİN

Çalışma sürenizin uzadığı ya da zamanın daraldığı durumlarda çay ve kahve gibi uyarıcı maddelerden veya ilaç kullanmaktan kaçının. Unutmayın ki önemli bir sınav öncesinde sinir sisteminiz zaten en üst düzeyde uyarılmıştır. En son ihtiyaç duyulacak olan, sistemi da­ha fazla uyarmaktır. Kahve gibi masum uyarıcılar bile, el titremesi, dikkat azalması, huzursuzluk ve yerinde davranamamak, sık tuvale­te çıkmak gibi sonuçlar verir.

Uyku

• Uyku alışkanlığınızı bilmeniz büyük önem taşır. Ortalama uyku sü­resi 11 yaşındakiler için 9,5 saat, 17 yaşındakiler için 8-8,5 saattir. Uykunun birinci yarısı bedensel, ikinci yarısı ruhsal dinlenme açı­sından önem taşır. Bu sebeple sadece bir gecelik 3-5 saatlik kısa bir uykunun zihinsel faaliyet üzerinde olumsuz etkileri yoktur. Ancak uykusuzlukların arka arkaya birkaç gece devam etmesi, akıl yürüt­me, öğrenme, dikkat gibi yüksek beyin faaliyetlerini olumsuz yön­de etkiler.

Hiç uyumadan sınava girmek ise yapılabilecek en büyük hatadır. Bedensel dinlenmeye imkan veren en az 3 saatlik bir uykunun de­ğeri hiçbir şeyle ölçülemez. “Şurada kaç saat kaldı, uyumasam da olur. Birkaç saatlik uyku insanı daha fazla sersem eder” şeklindeki söylenti ve düşünceler bütünüyle hatalıdır.

Ertesi gün öğrencinin veya yakınlarının bir önceki gecenin az uykusundan söz etmesi ve bu sözlerin tekrarlanması uykusuzluğun doğurduğu rahatsızlığı artırır ve başarıyı olumsuz yönde etkiler.

Eğer öğrenci uykusunu, kendisini amacına yaklaştıracak önemli bir engeli aşmak için kullandığına ve bunu da başardığına inanırsa, kısa uyuduğu için duyacağı rahatsızlığı bütünüyle ortadan kaldır­mak yolunda önemli bir adım atmış olur.



Sınavlarda Başarılı Olmak Konusunda İpuçları



Gerek kolejlere ve Anadolu liselerine giriş, gerekse üniversite bir ve ikinci basamak sınavlarında farklı sorular olsa bile, bir bütün olarak bu sınavlara uygulanabilecek bazı hücum metotları vardır Aşağıda çeşitli araştırmalar, uygulamalar ve analizler sonucunda el­de edilmiş sonuçlardan yola çıkarak geliştirilmiş ipuçlarını ve hü­cum stratejilerini bulacaksınız. Bunları uygulamanız başarınızı bir­kaç puan yukarı çekecektir.



ÖN OKUMA

Hangi tür sınav olursa olsun ve siz bunu önceden ne kadar iyi ince­lemiş olursanız olun, sınavın şeklinde ve soru sayısında bazı deği­şiklikler olması mümkündür.



1-Bir bölüme başlamadan önce, o bölümü hızla gözden geçirin.



Başlayacağınız bölümü cevaplamadan önce 10 saniyenizi 0 bölü­mün yer aldığı sayfaları hızla gözden geçirmeye ayırın. Böyle bir iş­lem testin yapısındaki ve soru sayısındaki değişikliğe karşı uyanık olmanızı ve kendinizi değişikliklere karşı yeniden düzenlemenizi sağlayacaktır. Bu gözden geçirme işlemi sırasında, bölüm için önemli olan anahtar noktaları hatırlamanız mümkün olacaktır. Örne­ğin, tanıdığınız bir geometri şekliyle veya bildiğiniz bir soru köküyle karşılaşabilirsiniz. Bu takdirde nereden başlayacağınızı bilirsiniz.



HIZ (TEMPO)

Hiçbir sınav tekniği bir sınavdaki tempo kadar önemli değildir. Sı­navınızı değerlendiren bilgisayar son derece duyarsız bir araçtır. Sadece şu basit formülü algılamaya göre programlanmıştır.



Hani Puan = Doğru Cevap Sayısı- Her 1 yanlış için 1/4 puan

Yakın tahminlere puan verilmediği gibi, kesin isabetlere de ek puan verilmez.



1-Hız ve isabet arasında uygun bir denge kurun.



Çok hızlı çalışıp hata yapmak uygun değildir. Çünkü yanlış ce­vaplardan puan alamaz, tam tersine puan kaybedersiniz. Diğer ta­raftan, aşırı dikkatli olarak her soru üzerinde fazla zaman harcamak da yeterli puanı toplam anızı engelleyecektir.

Hayali üç öğrencinin durumu bu konuda bir örnek olabilir. Ah­met TİTİZ, Mehmet DİKKATSİZ ve Ayşe AKILLI. Bir üniversite gi­riş Sınavında 60 matematik sorusundan Ahmet 27 soruyla uğraşmış, çok dikkatli çalışmış ve sadece 2 tanesinde yanılmıştır. Mehmet çok hızlı çalışmış, soruların hepsini yapmış ancak 40 tanesinde ya­nılmıştır. Ayşe 45 soru yapmış ve 10 tanesinde yanılmıştır.

Ahmet: 25—0,5 = 24,5

Mehmet: 20—10=10

Ayşe: 35~ 2,5 = 32,5



3-Bir soruda belirli bir süre geçtiği halde çözüme ulaşamazsanız soruyu bırakın.

Kolejlere ve üniversitelere giriş sınavlarında soruların ağırlık derecesi farklı ancak bütün soruların puan değeri aynıdır. Zor soru­lara ek Puan verilmez. Bu sebeple bir soru üzerinde makul bir za­man harcadığınız ve doğru olduğuna inandığınız bir çözüme ulaşamadığınız takdirde, bu soru üzerinde çalışmaya devam etmek yerin­de değildir Uygun olan bu soruyu bırakıp, bölümdeki diğer sorula­ra geçmektir.

Ancak unutmamak gerekir ki 4. anahtar, soruyu çözmek için ma­kul bir süre çaba harcadığınız durumlarda geçerlidir. Bu anahtar,



“Soru size ilk bakışta zor geldiği takdirde bırakın” anlamına gelmemektedir.

4-Herhangi bir soruyu Üzerinde zaman harcamak gerektiği ve karışık gözüktüğü için otomatik olarak atlamayın.

Sınavda karşılaşacağınız soruların büyük çoğunluğu analize ihti­yaç gösterir Eğer üzerinde zaman harcanması gerektiğini düşündüğünüz her soruyu atlarsanız, kısa bir süre sonra çok az soruyu ce­vaplandırmış olarak, bölüm sonuna varırsınız.

Bazı matematik problemleri, kesirli ifadeler ve büyük sayılarla çok karmaşık gibi gözükebilir. Ancak kavramların doğru olarak yerli yerine oturtulması durumunda problem kolayca çözülebilir. Böyle bir soruyu anlamak ve kavramları doğru olarak kullanmak için gayretinizi esirgemeyin.

ZAMANI KULLANMAK

Zamanı kullanmak tempoya bağlı olmakla beraber, her ikisi aynı şey değildir. Zamanı kullanmak geçen her dakikanın farkında ol­mak ve her dakikadan en üst düzeyde yararlanmak demektir.

5-Yanınızda bir saat bulundurun ve bunu test süresine göre ayarlayın.

Bir test sınavının en önemli yönü zamanlama olduğu için, yanı­nızda bir saat getirmeyi unutmayın. Sınav sorumlusu sınav başlar­ken saati tahtaya yazar Ve sınav sonunda da zamanın bittiğini haber verir. Ancak hiç şüphesiz sınav sorumlusu zamanın geçişine sizin kadar duyarlı değildir. Tahtaya 10 dakika kaldığının yazılması veya bunun söylenmesi de sizi zamandan ancak genel çerçeve içinde ha­berdar etmek amacını taşır.

Kendi saatinizle zamanın geçişi ve temponuz konusunda çok da­ha gerçekçi bir fikre sahip olabilirsiniz. Eğer saatinizin kronometre özelliği varsa bunu da kullanmakta tereddüt etmeyin. 45 dakikalık bir bölüme başlamadan önce saati algılamayı kolaylaştırmak için 11.15’e ayarlarsanız, bölümün 12’de biteceğini hesaplamak ve gör­mek daha kolay olur. Sınavda başarılı olmak için sadece zamanın farkında olmak değil, bu zamandan en iyi biçimde yararlanmak zo­rundasınız.

6-Zihninizin dağılmasını önleyin. Eğer bölümler arasında kısa bir dinlenme aralığı vermenize imkan varsa zihninizi programlı bir şekilde dinlendirin ve bu süreyi aşmayın.



Zaman hem dostunuz, hem düşmanınızdır. Eğer zamanı bilinçli ve planlı bir şekilde kullanırsanız başarınızı yükselir ve bilinçsiz kullanırsanız kaybedersiniz.

Dikkati kesintisiz ve yoğun olarak sürdürmek için otuz dakika oldukça uzun bir süredir. Kolejlere giriş sınavlarındaki yaklaşık 120 dk. ve üniversite giriş sınavlarındaki 210 dk. zihni bir nokta et­rafında sürekli ve yoğun biçimde odaklaştırmanın mümkün olama­yacağı kadar uzundur. Eğer bu gerçeğe hazırlıklı olmazsanız, dö­nem dönem dikkatinizin dağıldığını, veriminizin düştüğünü göre­ceksiniz.

Zihninizi toplamakta güçlük çektiğiniz üç dakikalık bir süre içinde iki veya üç soruda hata yapabilirsiniz. Bu durumun toplam puanınız üzerinde yaratacağı etki seçmeyi düşündüğünüz yükseköğ­renim programına girmenizi engelleyebilir.

Bütün bir sınav süresince dikkatinizin hiç kesilmeden devam et­mesi mümkün olmadığına göre, zihin yorgunluğunun belirtilerini tanımanızda ve gerekli olduğu noktalarda zihninizi dinlendirmek için bir plan yapmanızda büyük yarar vardır. Eğer zihninizin sınav­dan koptuğunu hissederseniz, camdan dışarı bakmakta veya salo­nun içine göz gezdirmekte olduğunuzu fark edersiniz, aynı satırı veya soruyu anlamadan tekrar tekrar okursanız birkaç saniye için zihninizi dinlendirmeye ihtiyacınız var demektir. Böyle bir dinlen­me aralığına ihtiyacınız olduğunu fark ettiğinizde, kaleminizi bıra­kın, gözlerini kapatın ve alnınızı ve şakaklarınızı ovarak veya sizi rahatlatacak başka bir dinlenme egzersizi yaparak 15 saniye gibi bir süreyi bu amaçla kullanın.

Sınavda başarılı olmak için saate 5 veya 10 saniyede bir bakarak sadece zamanın farkında olmanız yetmez, esas olarak zamanı kendi amacınız ve planınız doğrultusunda kullanabilmeniz gerekir.



7-Geçen zamanla aşırı ilgilenmeyin.

Her bölüm içinde zamanı kontrol etmemizin mümkün olduğu el­verişli noktalar vardır. Örneğin bir bölümdeki çalışma hızınızı her beş soruda bir kontrol edebilirsiniz. Böylece 10 veya 15 soru so­nunda hızının ve temponuzu yavaşlatmak veya hızlandırmak yö­nünde ayarlamanız gerektiği konusunda gerçekçi bir fikre sahip olabilirsiniz.



TESTİN YAPISINDAN YARARLANIN

Unutmayın ki, doğru cevap birbirine benzeyen ve doğru olmayan bir grup seçenek arasında gizlenmiştir.



8-Sorulan soruya cevap olamayacak seçenekleri eleyin. Aşağıdaki gibi okuduğunu anlamayı ölçen bir soruyu ele alalım.

“Montaigne, ‘Avrupa’ya serbest düşünmesini öğretmiş olan adamdır.’ de­mek, fazla büyük söylemektir; ama, böyle bir söz de olsa olsa Montaigne için söylenebilir.”

Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine varılabilir?

A) Montaigne, Avrupa’da serbest düşüncenin en önde gelen kişisidir.

E) Montaigne bir serbest düşünce adamıdır; ancak, bu yolla Avrupa’yı et­kileyememiştir.

C) Montaigne’in Avrupa serbest düşüncesindeki yeri, herhangi bir düşünür ölücüsündedir.

D) Montaigne’in Avrupa’ya serbest düşünmesini öğretmiş olması, ancak sözde kalmıştır.

E) Avrupa’da serbest düşüncenin Montaigne’le ilgisi yoktur.

Bu noktada “tahminde bulunmak” konusunu tartışmak gerek­mektedir.

9-Tahmin etmeniz gerekirse, hızlı tahminde bulunun ve fikrinizi değiştirmeyin.

Bu anahtar iki temele dayanır. Eğer tahminde bulunmak gereki­yorsa, bunu yapmak gerekir. (Özellikle Açık Öğretim Fakültesi sı­navlarında olduğu gibi yanlışlar için bir ceza puanı uygulaması yoksa.) Sürekli düşünmekten yorgun düştüyseniz ve iki seçenek arasında doğru cevap olması yönünden bir fark göremiyorsanız o zaman tahminde bulunacaksınız. Sınavla İlgili Düzenlemeler bölü­münde de belirtildiği gibi yapılan araştırmalar ilk tahminlerin, ikin­ci tahminlerden daha isabetli olduğunu ortaya koymuştur. Bunun sebebi muhtemelen tahmin noktasına varılıncaya kadar yapılan ana­litik akıl yürütmedir. Bu durumda tahmin, “tahmin” kelimesinin ifa­de ettiğinden daha fazla anlam taşımaktadır. Eğer bu açıklama aklı­nıza yatıyorsa, ilk tahmini değiştirmemek daha yerinde olur. Eğer bu açıklama aklınıza yatmıyorsa ve ilk tahmininiz ikincisinden da­ha iyi değilse bile, tahminlerinizi ‘değiştirerek zaman kaybetmekte olduğunuzu unutmayın. Bütün bu sebeplerden ötürü tahminlerinizi değiştirmeyin. Fakat, sorunun çözümü ile ilgili farklı analitik bir yaklaşıma sahip olursanız tabii ki cevabınızda değişiklik yapacaksı­nız. Ancak bu hiç şüphesiz, bizim “tahmin” kelimesiyle ifade etme­ye çalıştığımızdan bütünüyle farklı bir durumdur.

10-Üçlü bir zincir kurulabilir, ancak dörtlü zincirin bir yerinden kırılması gerekir.



Test sınavlarında, cevap kağıtlarıyla ilgili gerçeklere dayanan tek bir teori vardır. Sınava girmiş herkes bir sırada 5 tane A ceva­bının alt alta gelmesinden oluşan zincirlerden kaçınır. Her ne kadar dörtlü veya beşli bir zincir teorik olarak mümkünse de, böyle bir zincire şimdiye kadar hiç rastlamadığımızı rahatlıkla söyleyebili­riz.

Bir testte iki veya üç doğru cevabın aynı seçeneği temsil eden harfte toplandığı görülebilir. Ancak yukarda belirttiğimiz gibi dört­lü veya daha fazla halkalı bir zincir görülmemiştir. Eğer cevap kağıdınızda dört veya daha fazla cevabın aynı seçenekte toplandığını görürseniz, o diziyle ilgili çalışmanızı gözden geçirin, çok büyük bir ihtimalle en az birinin yanlış olduğunu bulacaksınız.



CEVAP KAĞIDININ DÜZENLENMESİ



Giriş sınavları veya büyük sınavlarda test malzemesi “soru kitapçığı” ve “cevap kağıdı” olmak üzere iki ayrı parçadan meydana gelir. Cevap kağıdında kişisel bilgilerin yazılması gereken bir bölüm var­dır ve bu bölümün sınav başlamadan doldurulması gerekir. Cevap kağıdında ayrıca soru kitapçığında bulunan sorulara ve seçeneklere uygun sayılar ve harfler bulunur.

Cevap kağıtları makineyle okunduğu için, cevap kağıdında işa­retlenmemiş ve yanlış işaretlenmiş cevaplar için puan alamazsınız.

11-Cevap kağıdında cevapları bütünüyle doldurarak, uygun boşlukları taşırmadan ve koyu olarak işaretleyin. Cevap kağıdında makinenin yanlış okumasına sebep olacak her türlü işaretten kaçının. Her soru için sadece bir tek cevap işaretleyin.



Cevap kağıdını atlayarak kodlamak sık rastlanan hatalardan biri­dir. Sıralamadaki bir atlama veya bir soruya iki cevap işaretlenmesi soru kitapçığı ile cevap kağıdındaki sayıların birbirini tutmamasına ve sınavda mutlak bir başarısızlığa sebep olur. Ne yazık ki makineler doğru cevap dizisini yanlış boşluklara doldurduğunuzu anlayıp düzeltecek şekilde programlanmamışlardır. Böyle bir hatayı ortadan kaldırma yollarından biri bundan sonraki anahtarda verilmiştir.

12-Cevaplarınızı, cevap kağıdına gruplar halinde kodlayın.

Soru kitapçığından her sorunun ayrı ayrı okunup, doğru cevabının bulunduktan sonra, cevap kağıdına kodlanması hemen hemen bütün sınava girenlerin yaptığı ortak hatadır. Her soru için soru ki­tapçığından cevap kağıdına, cevap kağıdından soru kitapçığına gi­dip gelmek hem ciddi bir zaman kaybıdır, daha da önemlisi hem de dikkat yoğunlaşmasını kesen ve kopartan önemli bir engeldir. üni­versite giriş sınavlarının cevap kağıtlarında cevap numaraları blok­lar halinde dizilmiştir. Bu sebeple soru kitapçığında bu soruyu arka arkaya cevaplamak, cevapları soru kitapçığının yanına yazmak, sonra bunları “bir kerede” cevap kağıdına geçirmek hem zamandan büyük tasarruf sağlar, hem dikkat kopmalarını önler, hem de bütün dikkat soru ve cevap numaralarına verileceği için kodlama hatası olma ihtimalini ortadan kaldırır.

Grup halinde kodlama yapmak için mutlaka beş soruyu cevaplan­dırmak gerekmez, sayfa sonları da uygun bir cevaplama aralığıdır.

Kodlama süreleri zihninizi dinlendirmek için kullanacağınız bir dinlenme aralığı olarak da kullanılabilir.



13-özel bir kodlama sistemi geliştirerek soru kitapçığı üzerinde işaretleyin.

Böyle bir sistem geliştirmenin birinci yararı doğru cevapları be­lirlemektir. Değiştirdiğiniz cevaplar, atladığınız sorular ve tekrar gözden geçirmek istediğiniz cevap ve sorular için de farklı kodları­nız olmalıdır. Örneğin şöyle:



· · Doğru cevap: Harfi daire içine alın.

1. A B C D E

· · Kesinlikle doğru olamayacak seçe-

2. A B C D E

nek: Harf üzerine X işareti koyun.

· · Değiştirilen cevap: Daha önceki ce­-

vabın çevresindeki dairenin içini dol­- .

3. A B C D E
durun, yeni harfi daire içine alın.

· · Atılan soru: Sorunun sayısının ya-

? 4. A B C D E

nına ? işareti koyun.

· · Tekrar gözden geçirilecek soru: So-

5. A B C D E

runun sayısını daire içine alın.
Böyle bir sistem geliştirmek; neyi yapıp, geride neyi, hangi durumda bıraktığınızı kolayca görmenizi sağlayacaktır. Ayrıca cevap kağıdı üzerinde herhangi bir hata yaptığınızı fark ederseniz, geriye dönüp bu hatayı kolayca telafi etmenize imkan verecektir.



BAŞARI BEKLENTİLERİ

Kolej ve üniversite giriş sınavları birçok açıdan okulda öğretmenle­rinizin hazırladığı sınavlardan farklıdır.



14-Giriş sınavlarında bazı çok güç sorular vardır.

Bütün soruları doğru cevaplama beklentisi içinde olmayın.

Gerek kolejlere, gerekse üniversitelere giriş sınavları öğrencile­rin başarı düzeyini ölçmeyi değil, onlar arasında bir sıralama yap­mayı amaçlamaktadır. Bu sınava giren bütün öğrenciler, ilkokul ve­ya lise düzeyinde başarılı olmuş ve kendilerini bir üst düzeyde ve kaliteli eğitim görmeye aday görmektedirler. Bunun sonucu olarak kolejlere ve üniversitelere giriş sınavları en iyi öğrencileri, iyiler­den ayırmayı amaçlamaktadır. Bu sebeple giriş sınavlarındaki bü­tün soruları cevaplamayı beklemek doğru değildir.



15-Muhtemelen sınavda büyük bir zaman baskısı ile karşılaşacaksınız. Buna hazırlıklı olun.

Okulda daha önce cevaplandırdığınız sınavlarda büyük bir ihti­malle soruların bütününü veya büyük bir bölümünü cevaplama im­kanına sahip olmuş olabilirsiniz. Giriş sınavlarında ise zamana kar­şı yarışacaksınız. Zaman baskısı soruların güçlük derecesini yüksel­tecektir.

Giriş sınavlarının puanlama sistemi, okul başarısı sınavlarından farklıdır. Okulda girdiğiniz başarı sınavlarında 86-100 puan alanlar pekiyi, 66 - 84 puan alanlar iyi vb. şekilde not alırlar. Oysa giriş sı­navlarında aldığınız puanlar yaptığınız tercihler doğrultusunda önem ve anlam kazanacaktır. Buna hazırlıklı olun.



ÖZET

Bu bölümde kolejlere, Anadolu liselerine giriş ve üniversite bir ve ikinci basamak sınavlarında uygulanacak “Hücum metotları” 15 anahtar biçi­minde anlatılmıştır.

* Bir bölüme başlamadan önce, o bölümü hızla gözden geçirin. Cevapla­maya başlamadan önce 10 saniyenizi bu işleme ayırın.

* Hız ve isabet arasında uygun bir denge kurun.

* Bir soruyu yaparken belirli bir süre geçtiği halde çözüme ulaşamazsa­nız, soruyu bırakın.

* Herhangi bir soruyu üzerinde zaman harcamak gerektiği ve karışık gö­züktüğü için otomatik olarak atlamayın.

Yanınızda bir saat bulundurun ve bunu test süresine göre ayarlayın.

* Zihninizin dağılmasını önleyin. Bölümler arasında 10-20 saniye gibi kı­sa bir dinlenme aralığı vermenize imkan varsa, zihninizi programlı bir şekilde dinlendirin ve bu süreyi aşmayın.

* Geçen zamanla aşırı ilgilenmeyin.

* Sorulan soruya cevap olmayacak seçenekleri eleyin.

* Tahmin etmeniz gerekirse, hızlı tahminde bulunun ve fikrinizi değiştirmeyin (Sorunun çözümü için farklı analitik bir yaklaşım geliştirirseniz ve yeni cevabın doğruluğundan emin olursanız, bu anahtarı kullanma­yın).

* Üçlü bir zincir olabilir, ancak doğru cevap olarak aynı seçenek dört soruda arka arkaya gelmez. Böyle bir zinciri kırın.

* Cevap kağıdınızı makinenin okuduğunu unutmayın ve kağıdınızı kurallara bütünüyle uyarak doldurun.

* Cevaplarınızı cevap kağıdınıza gruplar halinde kodlayın. Böylece hem zamandan kazanmış, hem hata ihtimalini ortadan kaldırmış, hem de zihninizi dinlendirmiş olursunuz.

* Özel bir kodlama sistemi geliştirerek soru kitapçığı üzerinde işaretle­yin. Böylece geride neyi, hangi durumda bıraktığınızı kolayca görürsü­nüz.

* Giriş sınavlarında bazı çok güç sorular vardır. Bütün soruları doğru cevaplandıracağınızı sanmayın. Aksi takdirde hayal kırıklığına uğrarsı­nız.

* Sınavda büyük bir zaman baskısı ile karşılaşacaksınız. Bu zaman bas­kısı soruların güçlük derecesini yükseltecektir. Buna hazırlıklı olun.

tarih

not kpss2 sınavı için yeterlimi